MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)TARİHİ : 19/03/2015NUMARASI : 2014/390-2015/107Taraflar arasında görülen davada .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/03/2015 tarih ve 2014/390-2015/107 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan aldığı kredilere karşılık olmak üzere emekli maaşına bloke konulduğunu, toplam 6.371,54 TL'nin rızası hilafına müvekkiline ödenmediğini, 5510 sayılı Kanunun 93/1 maddesi uyarınca emekli maaşının devir ve temlik edilemeyeceğini, kesintilerin kaldırılmasının davalıya ihtar edildiğini ileri sürerek konulan blokenin kaldırılmasını, 6.371,54 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, açıklama beyanı ile tahsil taleplerinin 7.306,69 TL üzerinden olduğunu, nitekim harcın da 7.306,69 TL üzerinden yatırıldığını belirtmiştir. Davalı vekili, davacının emekli maaşını, kullandığı krediye teminat gösterdiğini, bu nedenle kesintilerin haklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 17.04.2008 tarih ve 5754 Sayılı Yasanın 56. maddesi ile değişik 5510 Sayılı Yasanın 93. maddesine göre; sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödeneklerinin, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacaklarının devir ve temlik edilemeyeceği, gelir, aylık ve ödeneklerin bir kısım borçlar dışında haczedilemeyeceği, hükmün 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girdiği, blokenin Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, blokenin kaldırılmasına ve 7.306,69 TL'nin davalı bankadan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup taraflar arasında aktedilen kredi sözleşmelerinin tüketici kredisi sözleşmesi olduğu ve banka tarafından bloke edilen emekli maaşının tüketici kredisi ödemelerine mahsup edildiği sunulan hesap ekstresinden anlaşılmaktadır. .../...28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 3/k bendinde "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi" tüketici, 3/ı bendinde ise "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem" tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa'nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa'nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK'nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; davanın açıldığı 08.10.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa'nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu nazara alınarak davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken ticaret mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.