MAHKEMESİ : GEBZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/02/2013NUMARASI : 2010/362-2013/75Taraflar arasında görülen davada Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/02/2013 tarih ve 2010/362-2013/75 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, taraflar arasında tomruk ve kereste yüklerinin gemilerden kamyonlara yüklenmesi, liman sahasından depoya taşınması ve depo sahasına tahliye ve istifi konusunda sözleşme yapıldığını, bu sözleşme kapsamında Gebze Dilovası Alemdar Limanı'na yanaşan M/V B. isimli geminin yükünün tahliyesi ve depoya nakli işinin davalılar tarafından sözleşmede ön görülen miktar ve süre içerisinde gerçekleştirilmediğini, geminin demoraja kaldığını, davalılar tarafından demoraj bedelinin ödenmesi konusundaki taleplerine rağmen ödeme yapılmadığı gibi kendileri aleyhinde Norveç'te hakeme müracaat edildiğini ve müvekkilinin demoraj ödemek zorunda kaldığını, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1997/1042 esas nolu dava açarak yapılan ödeme ve masrafların davalılardan tahsilini talep ettiklerini ve mahkemece 64.295-USD ile 118.541 NOK alacağın müvekkiline ödenmesine karar verdiğini, bu kararın icraya konulduğunu, davalılardan fiili ödeme tarihindeki kur hesabıyla 175.605,00 TL'nin tahsil edildiğini, müvekkilinin davalıların ödemesi gereken paraları repo hesabında nemalandırmak suretiyle değerlendirirken davalılar yerine ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek; müvekkilinin bu nedenle oluşan 690.610,00 TL munzam zararının tespiti ile birlikte fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'lik kısmının davalılardan temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, zaman aşımı def'inde bulunmuş, davacının gerek kur farkını ve gerekse 3678 sayılı yasa ile getirilen döviz mevduatına uygulanan en yüksek faiz oranını talep edip almış olmakla, bütün haklarına kavuşmuş olduğunu, paranın repoda tutulması halinde daha yüksek kazanç elde edileceği iddiasının haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar ile belirlenen miktarı yabancı para ile açılmış mevduat hesabına bir yıl vadeli olarak uygulanan en yüksek faizi ile birlikte talep ve tahsil etmiş olmakla ve tercihine göre, alacağını fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk parası olarak tahsil ettiğinden, munzam zararının oluşmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, munzam zararın tahsili istemine ilişkin olup; davacı vekilince davacının davalıların ödemesi gereken paraları repo hesabında nemalandırılmak suretiyle değerlendirirken davalılar yerine ödeme yapmak zorunda kaldığı ileri sürülmüştür. Bu itibarla; davada, davacı tarafça öncelikle davalıların sorumlu oldukları ancak davacı tarafından ödenmek zorunda kalınılan bedelin repo hesabında değerlendirileceğinin veya ne kadarının değerlendirileceğinin ispatlanması gerekmektedir. Davacı tarafça ödenen bedelin repoda değerlendirileceği delillerle ispat edildiği takdirde ise davacı tarafından davalı aleyhine açılan rücu davasında hükmedilen miktar ve temerrüt faizi miktarını aşan munzam zararın oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu suretle; davada davacının açıklanan şekilde munzam zararının oluşup oluşmadığı hususunun incelenmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.