Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 35 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14692 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada....... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/03/2014 tarih ve 2013/292-2014/84 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi....... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından ithal edilen paketleme makinesinin ithalat işlemlerinin tamamlanabilmesi için 24/07/2012 tarihinde davalı şirketin deposuna hasarsız ve tam çalışır durumda teslim edildiğini, davaya konu makinenin davalının kusurlu hareketi sebebiyle hasar gördüğünü, müvekkilinin zararının bir kısmının kendi sigorta şirketince karşılandığını ancak makinenin ithal edilmesi sırasında ödenen KDV bedelinin tahsil edilemediğini, ayrıca bu olay nedeniyle kar mahrumiyeti yaşadığını ileri sürerek 12.832,48 TL (5.580 Euro) KDV alacağı ile mahrum kaldığı karın 33.764,26 TL kısmının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacı tarafın talep ettiği miktarın sigorta şirketi tarafından davacı tarafa ödendiği gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, saklama sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, yukarıda anılan gerekçe ile, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Ancak, dava dilekçesinde davacı vekili, müvekkilinin kendi sigorta şirketinden bir kısım zararını tahsil ettiğini, sigorta tarafından karşılanmayan KDV miktarı ve mahrum kalınan kar için işbu davayı açtığını bildirmiştir. Zira dava dilekçesi ekindeki dekonttan da davacının kendi sigorta şirketinden zararını tahsil ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin işbu kararına esas aldığı dekont incelendiğinde de, bu ödemenin iki sigorta şirketi arasında olduğu görülmekte olup, davacıya yapılan bir ödeme olmadığı ve ödemenin konusunun davacının talebini kapsayıp kapsamadığı anlaşılamamaktadır. Bu itibarla mahkemece, karara esas alınan dekontta belirtilen miktardaki ödemenin ne için kime yapıldığı, hangi kalem zararlar için yapıldığı, mahsuplaşma olup olmadığı hususları araştırılmaksızın, eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.