Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3489 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13086 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/03/2012NUMARASI : 2010/498-2012/157Taraflar arasında görülen davada Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/03/2012 tarih ve 2010/498-2012/157 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 25/02/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. A.. E.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının müvekkili ve dava dışı kefil aleyhine kambiyo senedine mahsus icra takibi başlattığını, icra takibi aşamasında taraflar arasında 13.03.2009 tarihli protokol düzenlendiğini ve borcun yenilendiğini, yenilenen borç miktarının asıl alacak işlemiş ve işleyecek faizler icra masrafları karşı vekalet ücreti icra dairesine ödenecek harçlar ve diğer fer'ileri de dahil olmak üzere 134.700 TL olarak sabitlendiğini, akdolunan bu protokole göre de protokol tarihi olan 13.3.2009 tarihine kadar alacaklı vekiline makbuz karşılığı haricen yapılan 60.000 TL lik ödeme mahsup edilmek sureti ile asıl alacak işlemiş ve işleyecek faizler, icra masrafları, karşı vekalet ücreti, icra dairesine ödenecek harçlar ve diğer fer'ileri de dahi olmak üzere toplam bakiye borcun 74.700 TL olarak sabitlendiğini, bu protokole bağlı olarak davacı müvekkili tarafından alacaklı vekiline 29.04.2009 tarihinde 5.000 TL, 19.05.2009 tarihinde 25.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL daha ödeme yapıldığını, davalının hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeden bu paraları tahsil ettiğini, bakiye 44.700 TL borç kalmış olmasına rağmen kefile ait gayrimenkulü satış aşamasına getirdiğini, icra baskısı karşısında müvekkilinin 44.700 TL bakiye borcu kalmasına rağmen cebri icra baskısı altında davalı alacaklı tarafa haricen 18.6.2009 tarihinde 22.935 TL, 18.06.2009 tarihinde 38.645 TL icra takip dosyasına olmak üzere toplam 61.580 TL ödeme zorunda kaldığını, ihtirazi kayıtla ödeme yaptığını, yapılan ödemelerin haksız olduğunu ileri sürerek, 16.880 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının protokole uymadığını, borcun yenilenmediğini, yapılan tahsilatların yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, davacı ve dava dışı kefil aleyhine icra takibi başlattığı, taraflar arasında 13.03.2009 tarihli 7 maddeden ibaret haricen tanzim edilmiş protokol düzenlendiği, protokol gereği icra takibinde talep edilen alacakların tüm masrafları ile birlikte 134.700 TL olarak sabitlendiği, borçlu S.. Y..'ın yaptığı 60.000 TL ödeme düşüldükten sonra 74.700 TL olarak ödenmesi gereken borç miktarı kaldığı, 22.4.2009 tarihine kadar protokolde belirlenen meblağın ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacının haricen yaptığı ödeme makbuzlarına ve icra dosyasına ihtirazi kayıt ileri sürerek yaptığı ödemelere ilişkin belgelerde dikkate alınarak davacının davalıya 16.880 TL fazla ödeme yaptığının ortaya çıktığı, anılan protokolün borcun yenilenmesi şeklinde kabul edilmeyeceği, ancak protokol gereği sabitlenen borç belirlendikten sonra davacının davalıya fazla ödemede bulunduğu mevcut belgelerden anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 16.880 TL'nin ödeme tarihi olan 18.6.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, kambiyo senedine dayalı istirdat istemine ilişkindir.Davalının, kambiyo senedi niteliğindeki iki ayrı bonoya dayalı olarak davacı ile dava dışı kişi aleyhine icra takibi başlattığı, takip sırasında davacının davalıya haricen ödemeler yaptığı, davalının bir kısım alacağını tahsil ettiği, tarafların bir araya gelerek 13.03.2009 tarihli protokolü düzenledikleri, borç miktarını sabitleyerek davacının ve dava dışı takip borçlusunun 22.04.2009 tarihine kadar belirlenen borcu ödemelerinin kararlaştırıldığı ve anılan tarih itibariyle borcun ödenmediği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca, davalının icra takibine devam ettiği, davacının haricen icra takibine mahsuben ödemeler yaptığı, daha sonra icra dosyasına kalan borcun ödendiği ve takip dosyasının kapatıldığı da dosya kapsamıyla sabittir. Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen 13.03.2009 tarihli protokolün geçerliliğini koruyup korumadığı, davacının anılan protokol uyarınca fazladan ödemesinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece de kabul edildiği üzere, taraflar arasında düzenlenen protokol borcun yenilenmesi niteliğinde değildir. Anılan protokolün bir bütün olarak incelenmesinden, sabitlenen borcun 22.04.2009 tarihinde ödenmesi halinde hüküm ifade edeceği anlaşılmaktadır. Davacı taraf ile dava dışı borçlu, sabitlenen bakiye borcu belirlenen tarihte ödememiştir. Davalının bu protokole bağlı kalmasını gerektiren bir neden yoktur. İcra takibine kaldığı yerden devam etmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, taraflar arasında düzenlenen protokolün yenileme niteliğinde olmadığı, davacı ile dava dışı borçlunun belirlenen tarihte üstlendiği edimi yerine getirmediği, davalının icra takibine devam etmesinde bir yanlışlık bulunmadığı dikkate alınmadan ve bir gerekçe göstermeden yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.