MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 35. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/05/2014 tarih ve 2011/125-2014/118 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankanın ... hesabının bulunduğunu ve bu bankadan kredi kullandığını, şirket yetkilisi olan diğer davacının da kefil sıfatıyla kredi sözleşmesini imzaladığını, kredi borcuna karşılık tahsil için bankaya teslim edilen çek ve bonoların bir kısmının sahte imzalı talimatlara dayalı olarak tahsil edilmeden şirket eski ortağına ve şirket çalışanlarına iade edildiğini, bir kısım kıymetli evrakın ise iade edilmedikleri gibi tahsili için de herhnagi bir işlem yapılmadığını, bu nedenlerle müvekkillerinin zarara uğradıklarını ileri sürerek, 145.023 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili bankanın davacı şirkete kredi kullandırdığını, diğer davacının da bu kredi ilişkisinde kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeni ile davacı tarafa ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmayınca icra takibi başlatıldığını, işbu davanın söz konusu takibi sürüncemede bırakmak amacıyla açıldığını, davacı iddialarının ispata muhtaç olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın kendisine teslim edilen çek ve senetleri, tahsil edememesi halinde kendisine teslim eden kişiye ya da bu konularda temsil yetkisini verdiği şahsa iade etmesinin gerektiği, somut olayda davacı gerçek kişi tarafından davalı bankaya teslim edilen kıymetli evraktan bir kısmının davacı şirket çalışanlarına iade edildiği ancak bu kişilerin temsilci olduklarına dair davalı bankanın yazılı bir onay veya talimat belgesi sunamadığı, bu haliyle bankanın işlemlerinde özensiz davrandığı, bir kısım çek ve senetlerin ise iade edilmeyip bankada tutularak takip ve tahsil açısından yetkili hamil davacının tahsil imkanının ortadan kaldırdığı, bu nedenlerle oluşan zarardan davalının sorumlu bulunduğu her ne kadar davacıların birlikte dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını savunulmuş ise de davacı ... kredi ilişkisinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, davalı bankaya olan ödemelerikendi şahsi hesabından yaptığı, usulsüzlükler nedeniyle uğranılan zarardan davacı şirketin de etkilendiği, dolayısıyla davacıların birlikte dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 136.180,00 TL‘nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava, tahsil için bankaya verilen kambiyo senetlerinin bir kısmının tahsil edilmeksizin yetkisiz kişilere usulsüz olarak iade edildiği, bir kısmının ise iade edilmediği gibi tahsili için de herhangi bir girişimde bulunulmadığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Vekil konumunda olan davalı bankanın sorumluluğuna gidilebilmesi için, hamilin zayi nedeniyle kambiyo senedinden kaynaklanan alacağını ispatlayamamasından dolayı mal varlığı olduğu halde gerek kambiyo senedi borçlusu ve gerekse diğer müracaat borçlularından alacağını tahsil edememesi veya ispat zorluğu çekilmediği halde çekin keşide tarihi ile icra takip tarihi arasında borçluların mallarını ellerinden çıkarması nedeniyle alacağı tahsil edememesi gerekir. Somut olayda, davacı tarafın müracaat borçlularına başvurup başvurmadığı ve başvurmuşsa akıbetinin ne olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu itibarla, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde davalının eylemleri nedeniyle bir zarar meydana gelip gelmediğinin araştırılması ve oluşacak sonuç neticesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları ile davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.