MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.11.2010 tarih ve 2010/328-2010/763 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08.01.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, ...’da mukim müvekkili şirket ile...’da mukim dava dışı ... arasında bir kısım billuriye malzemelerinin davacıya vadeli olarak satışı hususunda yapılan anlaşma uyarınca söz konusu malların müvekkiline gönderildiğini, teslim sonrası dava dışı satıcı şirket ile malların bedelinin ödenmesi konusunda anlaşmazlığa düşülmesi nedeniyle dava dışı şirketin malların iadesini istemesi üzerine müvekkilinin de kendisine gönderilen malların tamamını dava dışı şirkete geri gönderdiğini, malların...’a iadesine ilişkin taşımanın davalı tarafından gerçekleştirildiğini, dava dışı ... yetkilisinin iade edilen malların kolilerini açarak malların büyük bir kısmını geri aldığını, geri kalanları ise davalı şirketin kamyonuna yükleterek teslim almaya yanaşmadığını, üstelik sevk irsaliyesini de imzalamayıp, şoföre derhal orayı terk etmesi hususunda gözdağı verdiğini, davalı şirket şoförünün ise sevk irsaliyesini imzalamaksızın malların büyük bir kısmını gasbeden dava dışı şirket yetkilisinin bu tavrı karşısında emniyet güçlerine haber vermeksizin elinde kalan malları geri getirdiğini, geri getirilen malzemelerin büyük bir kısmının kırık ve kullanılmaz durumda olduğunun tespit edildiğini, davalı şoförünün ağır kusurlu eylemleri sonucu müvekkilinin zarara uğradığını, dava dışı şirkete mahkeme kararına dayalı olarak müvekkili tarafından 120.003,00 TL ödenmede bulunulduğunu ileri sürerek, şimdilik 15.000,00 TL tazminatın davalıdan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin kusurundan kaynaklanan bir ödemenin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taşıma sözleşmesinin dava dışı ... ile davalı şirket arasında düzenlendiği, davacının sözleşmede taraf olmadığı ve dolayısıyla davacı sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davalının üstlendiği taşıma akdinin ifası sırasındaki ağır kusurlu eylemleri sonucu davacının zarara uğradığı iddiasına dayalı olarak tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davaya konu taşıma sözleşmesinin dava dışı ... ile davalı şirket arasında düzenlendiği, davacının sözleşmede taraf olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.Davalı şirket tarafından davaya konu taşıma işine ilişkin olarak düzenlenen taşıma faturasında muhatap olarak “...” gösterilmiştir.Davalının taşıma hizmetini kısaca “...” olarak ticari faaliyette bulunan “... ve Ortakları” adi şirketine verdiği, davalı ile ticari ilişki kuranın adi ortaklık olup, ...’in şahsi işi olmadığı, adi ortaklık adına faaliyet yürüttüğü, düzenlenen fatura ve irsaliyenin bu nedenle “...” adına düzenlendiği, ancak daha sonra 30.09.2006 tarihinde “...-...” adı altındaki ticari faaliyetin terk edildiği, “...” adı altında diğer ortaklar tarafından düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi ile adi ortaklığın devam ettiği, adi ortaklığın bütün aktif ve pasifi, hak ve vecibeleri ile birlikte kül halinde ... bünyesine geçtiği, anılan şirketin 28.03.2008 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.Bu durumda, dosyadaki tüm bilgi, belge ve ticaret sicil kayıtlarına göre davacı şirketin “...” adı altında ticari faaliyette bulunan adi ortaklığın devamı olarak kurulduğu, tüm hak ve borçlarının kurulan limited şirkete geçmiş olduğu, davalı şirket ile taşıma ilişkisine girenin “...” adı altında faaliyette bulunan adi ortaklık olup, bu adi ortaklığın da tüm hak ve borçları ile sonradan kurulan davacı limited şirkete geçmesi nedeniyle davacı şirket davaya konu uyuşmazlık yönünden aktif husumete ehil olup, mahkemece uyuşmazlığın esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.