Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 347 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 659 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.10.2010 tarih ve 2010/47-2010/26 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08.01.2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı adına tescilli 2002/35100 nolu “...” ibareli markanın tescil edilmiş olduğu sınıflar yönünden 5 yıldan fazla bir süredir kullanılmadığını, buna karşın müvekkilinin anılan ibareyi uzun zamandan beri inşaat hizmetleri sahasında kullandığını, bu nedenle “...” ibaresinin gerçek sahibinin müvekkili olduğunu ileri sürerek, davalıya ait 2002 35100 numaralı “...” ibareli markanın tescil edilmiş olduğu sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ile markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın haksız ve yersiz olarak açıldığını savunarak, reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının gelinlik üretimi ve satışı ile meşgul olduğu, bu nedenle markayı 25. sınıf ile ilgili emtialar bakımından kullandığının kabulü gerektiği, ancak markanın 35 ve 37. sınıflarda davalı tarafından ciddi anlamda kullanıldığına ilişkin bir kanıtın bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalı adına kayıtlı 2002/35100 sayılı “...” ibareli markanın tescilli olduğu 35. ve 37. sınıflar bakımından 556 sayılı KHK’nin 14 ve 42/c maddeler uyarınca hükümsüzlüğü ile terkin edilmesine, 25. sınıf emtia bakımından terkin isteminin reddi ile tescilin devamına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile davaya konu kullanılmama nedeniyle hükümsüz kılınması istenilen davalı adına tescilli “...” markasının davalı tarafından tescil kapsamındaki inşaat hizmetleri vs. ilişkin 37. sınıf kapsamındaki hizmetlere ilişkin olarak bu kapsamdaki hizmetleri başkaları tarafından bu sınıfa ilişkin olarak sunulan hizmetlerden ayırt etme ve hizmetin kaynağını belirtme gibi marka tescilinden beklenen yararları gerçekleştirmeye yönelik şekilde kullanıldığının kanıtlanamamış olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, davalı adına tescilli “...” ibareli markanın tescil edildiği sınıflar yönünden 5 yıldan fazla bir süreden beri kullanılmadığı iddiasına dayalı olarak kullanılmama nedeniyle hükümsüz kılınması ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir.Mahkemece yapılan yargılama sonucu davalının tescilli markasını tescil kapsamında bulunan 25. sınıf ile ilgili emtialar yönünden kullandığının belirlenmesi sonucu hükümsüzlük isteminin anılan sınıf yönünden reddine, ancak markanın 35. ve 37. sınıflarda davalı tarafından ciddi şekilde kullanıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle bu sınıflar yönünden davaya konu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.Dosya kapsamında bulunan resmi makamlarca düzenlenmiş bilgi ve belgelere göre, davalının “... ” adı altında yıllardan beri ve halen tuhafiye ürünleri satıcılığı faaliyetinde bulunduğu ve davalının işyerinde perakende abiye, gelinlik, takım elbise satışı işini yürüttüğünün belirlenmiş olmasına göre, davalının tescilli markasını tescil kapsamında bulunan 35. sınıftaki müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri alanında kullandığı anlaşılmakla davalı adına tescilli markanın tescil kapsamındaki 35. sınıf yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi doğru görülmemiş olup, 35. sınıfa yönelik olarak verilen hüküm yönünden davalı tarafın temyiz itirazları yerinde bulunmakla, kararın bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.