MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.12.2010 tarih ve 2004/605-2010/748 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08.01.2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı .... vekili Av. ..., davalı .... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinin yakını olan ...’in davalı ...’nde yüksek kule vinç tesis operatörü olarak çalışırken görevi için ...’a gitmek amacıyla davalı ...’nin işlettiği uçakta yolculuk yaptığı sırada 08.01.2003 tarihinde meydana gelen uçak kazası sonucu öldüğünü, bu olay nedeniyle müteveffanın eşi, çocukları, babası ve kardeşleri olan müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradıklarını, bu zarardan davalılar işveren, taşıyıcı ve taşıyıcının sigortacısının sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eş ... için 220,00 TL bagaj zararı, 120.000,00 TL maddi, 180.000,00 TL manevi, kızı ... için 330,00 TL bagaj zararı, 70.000,00 TL maddi, 180.000,00 TL manevi, diğer kızı ... için 330,00 TL bagaj zararı, 50.000,00 TL maddi, 180.000,00 TL manevi, baba ... için 10.000,00 TL maddi, 120.000,00 TL manevi, kardeşlerden her biri için ise 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak, fahiş tazminat taleplerinin reddini istemiştir. Davalı ...vekili, müvekkili şirketin kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun olmadığını savunarak, müvekkili hakkındaki davanın reddini istemiştir.Davalı ...vekili, müvekkili ile davacılar arasında akdi ve/veya akit dışı hiçbir ilişkinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacılar tarafından talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların yakını olan ...’in yolcu olarak bulunduğu uçağın düşmesi sonucu ölmesi nedeniyle davacıların uğradığı maddi ve manevi zararlardan davalıların sorumlu oldukları gerekçesiyle davacılardan ...'in ve eşi ...’nın dava sırasında ölmeleri nedeniyle taleplerin niteliği gereği bir karar oluşturulmasına yer olmadığına, davacılar ... ve ... ...'in maddi tazminat taleplerinin ... tarafından bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerleri dikkate alındığında maddi zararlarının karşılanmış olması nedeniyle reddine, davacı ...'in maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.007,23 TL maddi tazminat ile davacılar ..., ... ve ... için ayrı ayrı 180.000,00 TL manevi tazminatın, davacılar Erdal, Zerrin ve ... yönünden taleplerinin kısmen kabulü ile her biri için 50.000,00 TL manevi tazminatın, davacılar ..., ... ve ... yönünden bagaj tazminat talebinin kısmen kabulü ile ... için 168,20 TL, ... ve ... için ise ayrı ayrı 252,30 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hüküm altına alınan tüm maddi ve manevi tazminatlar ile bagaj tazminatına 08.01.2003 tarihinden itibaren reeskont (yasal) faizin uygulanmasına, ancak davalı ...'nin temerrüdünün dava tarihi itibariyle başlamasına karar verilmiştir.Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava, davacıların yakını olan ...’in meydana gelen uçak kazası sonucu ölümü nedeniyle davacıların uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.Davacıların yakını olan ...’in kazadan önce davalı ...’nde çalıştığı ve şirkete ait bir işi yerine getirmek amacıyla şirket tarafından davalı ...’nin işlettiği uçakla görev yerine gönderildiği sırada bindiği uçağın düşmesi sonucu ölmesi nedeniyle ölümünün iş kazası niteliğinde olduğu anlaşılmış olup, esasen bu hususta bir uyuşmazlık da mevcut değildir.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi hükmü uyarınca İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayalı her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde İş Mahkemesi görevlidir.Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınmak zorundadır.Somut olayda, davalılar arasında işveren mevcut olup, işveren dışındaki davalılar ile ölen ... arasındaki ilişki hizmet ilişkisi kapsamında bulunmamakta ise de tüm davalılar aleyhine açılan davalar arasında bağlantı bulunup, usul ekonomisi ilkesi gereğince ve doğru sonuca ulaşma bakımından kanıtların bir bütün olarak incelenmesinde yarar olması ve iş mahkemesinin ihtisas mahkemesi niteliğinde bulunması karşısında uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesi görevli olup, tüm davalılara karşı birlikte açılmış işbu davada davaya bakmanın iş mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Bozma neden ve şekline göre, taraflar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraflar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 10.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.