Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 343 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12293 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/04/2015 tarih ve 2012/593-2015/388 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; davalının müvekkilinin marka tescil belgeli 100 gr'lık ... Çayı'nın renk, şekil ve dizayn olarak aynısını 100 gr'lık ... Çayı olarak piyasaya sürdüğünü, davalının müvekkilinin çayının aynısını piyasaya sürerek haksız rekabette bulunması nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek müvekkilinin uzun yıllar emek ve çabalarıyla tüketicilere sunduğu Türkiye'de ve dünyada maruf ve meşhur hale getirdiği çayların taklidini, benzerini yaparak haksız rekabette bulunan ve yürürlükteki mevzuata muhalefet eden davalı hakkında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, tecavüz edecek şekilde üretilen çaylar hakkında toplatma kararı verilmesini, her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi de sunmamıştır.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı adına tescilli tasarımlarla davalının "... Çayı" çay ambalajının bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin derecede benzerlik içermediği, ambalaj kullanımının davacı adına tescilli tasarımlardan doğan haklara tecavüz oluşturmadığı, ancak davacı tarafından fiilen kullanılan ambalajlar ile davalının ürün ambalajının renk, tasarım marka konumlanması gibi hususlarda benzer olduğu ve bu nedenle davacının fiilen kullandığı ambalaj ile davalının ürün ambalajının ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olduğu ve 6102 sayılı TTK'nın 54. ve 55/1.a.4. maddeleri kapsamında haksız rekabet oluşturduğu, davalı tarafça ticari defter ve belgelerin dosyaya sunulmaması nedeniyle tazminat hesabı yapılamadığı, TBK'nın 50. ve 51. maddesi uyarınca takdiren tazminat miktarının belirlenebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takdiren 5.000,00 maddi 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davaya konu çayların toplatma kararı verilmesinin talebinin kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz edilmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, davacı taraf, her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemlerini tek bir dava içinde talep etmiştir. Davacının davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini bu şekilde tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, objektif dava birleştirmesi sözkonusudur. Öte yandan, mahkemece davaya fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılmıştır. AAÜT’de fikri sınai haklar mahkemesi sıfatıyla bakılan davalarda hükmedilecek vekalet ücreti genel mahkemelerden farklı olarak düzenlenmiştir. Bu durum karşısında, kabul edilen taleplerin her biri için davacı yararına ayrı ayrı ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi için geçerli vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde genel mahkemeler için geçerli vekalet ücretine göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.