MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/03/2013 tarih ve 2011/223-2013/294 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin tekstil işi ile uğraştığını, davalıya sattığı mallar karşılığında davalının keşide ettiği 25/07/2006 tarihli 4.800,00 TL'lik çeki aldığını, bankaya ibraz edilen çekin karşılıksız çıktığını, başlatılan icra takibine de davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalıdan 4.800,00 TL'nin takip tarihi olan 23/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesi ile talebini sebepsiz zenginleşmeye dayandırarak davalı tarafından keşide edilmiş olan 4.800 TL tutarlı diğer senedin bedelinin de tahsilini talep etmiş ve dava değerini 9.600 TL'ye yükseltmiştir.Davalı taraf usulüne uygun tebligat yapılması rağmen davaya cevap vermemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına g??re; çek tarihi nazara alındığında usül yönünden zaman aşımı süresinin geçmiş olduğu, ayrıca davalı- keşideci haricindeki diğer çek borçlularına, cirantalarla karşı da davacı tarafın her hangi bir takip yapmadığı ve dava açmadığı sadece davalı-keşideciye karşı takip yaparak dava açtığı, çek bir ödeme aracı olduğundan sebepten mücerret olduğu, mal teslim ettiğini ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu ancak bu hususun da davacı tarafça ispat edilemediği, dava konusu çekin kambiyo senedi vasfını da yitirmiş olduğu, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, 6762 sayılı TTK'nın 644. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme davası olup, mahkemece, davacının iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili, davalıya mal sattığını ve karşılığında 25.07.2006 tarihli 4.800 TL bedelli çeki aldığını ancak çekin karşılıksız çıktığını ileri sürmüş, ıslah dilekçesi ile 30.11.2006 tarihli 4.800 TL bedelli çeki de davaya konu etmiş ve sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanmıştır.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 s. TTK'nın 644. maddesinde, çekin meşru hamili olan kişinin kambiyo senedine dayanan haklarının muhafazası için kanun hükmünce yapılması gereken muameleyi ihmal etmesi dolayısıyla, çekten doğan borçları düşmüş olsa bile, muhataba karşı dava açabileceği hükme bağlanmıştır. Dava konusu çekler hamiline düzenlenmiş olup davacı da çeki elinde bulundurduğu için hamildir ve TTK'nın 644. maddesine göre işbu davayı açabilir. Bu halde sebepsiz zenginleşmediğini ispat yükü keşideci davalı üzerindedir. Ancak mahkemece davacının ıslah talebi ve sebepsiz zenginleşmeye dayandığı gözetilmeksizin ve ıslah talebi öncesinde alınan rapora itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacının 25.07.2006 tarihli çek yönünden başlangıçta alacak talebi mevcut olup, artık ıslah dilekçesiyle keşideci ile arasındaki temel ilişkiye değil sebepsiz zenginleşmeye dayandığından işbu talep yönünden ispat yükü davalı keşideci üzerindedir. Mahkemece hatalı olarak ispat yükünün davacı tarafta olduğu ve davacının da iddiasını ispat edemediği sonucuna varılmıştır. Islah dilekçesi ile davaya konu edilen 30.11.2006 tarihli çek yönünden ise, mahkemece herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış, kararın gerekçesinde bu çeke ilişkin bir kanaat belirtilmemiştir. Islah taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesi olup, davacı taraf da talep sonucunu ve dayandığı hukuki sebebini değiştirerek ıslah talebinde bulunmuş olduğuna göre, mahkemece ıslah dilekçesindeki talep sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerekirken, eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.