Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3353 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15011 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 43. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/02/2013NUMARASI : 2012/59-2013/22Taraflar arasında görülen davada İstanbul 43. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/02/2013 tarih ve 2012/59-2013/22 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı A. Saç Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki nedeniyle A. Saç Tic. Ltd. Şti.'nin davacı şirkete davaya konu 05.11.2010 keşide tarihli 30.000 TL bedelli çeki verdiğini, müvekkilinin de bu çeki ticari ilişki içerisinde bulunduğu dava dışı K. Faktoring Hiz. A.Ş.'ye verdiğini, çekin 12.11.2010 tarihinde davalı bankaya ibraz edildiğini, ibraz tarihi itibariyle hesabta 25.986,25 TL bulunmasına rağmen kısmi ödeme yapılmayarak, çekin arkasına karşılıksız olduğuna ilişkin kayıt düşüldüğünü, çekin karşılıksız çıkması üzerine müvekkili tarafından dava dışı K. Faktoring Hiz. A.Ş.'ye çek bedelinin ödendiğini ve çekin iade alındığını, bu kez müvekkili tarafından çek bedelinin tahsili amacıyla keşideci aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takibin halen devam ettiğini, ancak borçlu şirkete ait hiçbir menkul ve gayrimenkul mal bulunamadığından çek bedelinin tahsil edilemediğini ileri sürerek, 30.000 TL'nin 5941 sayılı Çek Kanunun 3/7.maddesi hükmü gereğince ödeme tarihine kadar binde 3 oranında gecikme cezasıyla birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının bankadan zararını isteyebilmesi için davaya konu çeke dayalı bütün müracat yollarının davacı tarafça tüketilmesi ve çek bedelinin keşideciden tahsil imkanının tamamen ortadan kalkmış olmasının gerektiği, oysa dava tarihi itibariyle henüz zararının doğup doğmadığının belli olmadığı, davanın erken açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, bankadaki keşideci hesabında karşılığı bulunmasına rağmen süresi içerisinde davacının çeki ciro yolu ile devrettiği dava dışı hamili tarafından bankaya ibraz edilen çek hakkında davalı banka tarafından karşılığı bulunmadığından bahisle işlem yapıldığı, bu nedenle dava dışı hamile çek bedelinin davacı tarafça ödendiğinden ve dava dışı keşideci hakkında başlatılan takibe rağmen tahsil edilemediğinden bahisle çek bedelinin davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, dava dışı şirket tarafından çekin bankaya ibrazı tarihinde kısmi karşılığı bulunduğuna göre, yüksek özen yükümlülüğü bulunan davalı bankanın nezdinde bulunan paranın ödemesini gerçekleştirmesi veya ödemeyi teklif etmesi gerekmekteyken, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek zarara sebebiyet verdiği açıktır. Her ne kadar mahkeme gerekçesinde Dairemiz kararına atıfta bulunulmuş ise de, anılan kararda dava, sahte kimlikle başvuran keşideci hakkında davalı bankanın yeterli araştırma yapmadan çek karnesi vermesi ve sonra böyle bir çek için işlem yapmaması, ödemede bulunmaması iddiasında dayalı olarak banka aleyhine tazminat istemine ilişkin olmakla, dava konusu olaya emsal olması söz konusu değildir. Bu itibarla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.