Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3341 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14394 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İZMİR 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2012/178-2013/268Taraflar arasında görülen davada İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.05.2013 tarih ve 2012/178-2013/268 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, mülkiyeti müvekkili şirkete ait aracın şirket ortağı davalı tarafından kullanıldığını, aracın şirkete teslim edilmesi ve kullanım bedeli talep edileceğine ilişkin ihtarnamelerin davalıya tebliğ edildiğini ancak iadenin yapılmadığını ileri sürerek kullanma bedeli karşılığı olarak 15.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile de talep sonucunu 34.860,00 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili, dava dilekçesinde sözü edilen ihtarların usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkiline ait bir başka aracın 8 yıl boyunca davacının işlerinde kullanıldığını, ardından da şirket ortaklarının izni ile dava konusu araçtan müvekkilinin yararlanmaya başladığını, aracın teslimine hazır olunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıya ait aracı kullandığı sabit olmakla beraber davalının da davacı şirketin ortağı olduğu, kendisine ait aracın bir süre davacı şirket tarafından kullanıldığı, dava konusu aracın davalı tarafından kullanımına şirket ortaklarının muvafakatinin bulunduğu, tanık beyanlarının davalının bu yöndeki iddiasını doğruladığı, davacının aracın davalı tarafından kullanılması nedeniyle ne şekilde zarar gördüğünü, malvarlığında ne şekilde eksilme olduğu hususunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davacı şirkete ait aracın davalı ortak tarafından kullanılması nedeniyle araç kullanım bedelinin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.Ancak, mahkemece, her ne kadar tanık beyanlarına dayalı olarak aracın davalı ortak tarafından kullanılmasına davacı şirketin muvafakat ettiği ve davacı şirketin ne şekilde zarar gördüğünü, malvarlığında nasıl eksilme olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, davacı, davanın açıldığı 21.02.2012 tarihinden önce 07.05.2009 tarihli ilk ihtarı ile aracın derhal şirkete iade ve teslim edilmesini, 20.07.2010 tarihli ihtarı ile de yine aracın teslimini ve kullanma bedelinin şirkete ödenmesini davalı ortağa bildirmiştir. Noterden gönderilen bu ihtarların ilki davacının oğlu M. A., ikincisi yine aynı adreste çalışan daimi işçisi Orhan Kaya imzasına tebliğ edilmiştir. Bu durumda, dava konusu aracın davalı tarafından kullanılmasına önceden bir rıza bulunsa dahi ilk ihtarla birlikte rızanın ortadan kalktığının ve 6762 sayılı Yasa'nın 22. maddesi uyarınca tacir olan davacının ilk ihtarın tebliğ tarihinden itibaren araç için kullanım bedeli talep edebileceğinin kabulü gerektiği bunun davacı şirket açısından zarar oluşturacağı nazara alınmadan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.