Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3340 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 9455 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasında görülen davada (Bursa Birinci Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 25.02.2009 tarih ve 2008/499-2009/76 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili ile katılma yolu ile davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, dava dışı olan Y... Cam Tîc. ve San. Ltd. Ştİ.'nin davacı bankanın H.../B... Şubesinin kredi müşterisi olduğunu, kullanmış olduğu kredilerin teminatı olarak davalı tarafından keşide edilmiş 7.000,00 TL bedelli çekin müvekkilince yasa! sürede ibraz edilmesine rağmen karşılığının olmadığının anlaşıldığını, TTK'nın 730/14 ve 644. maddelerine ve genel hükümlere göre sebepsiz iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, 7.000,00 TL çek bedeli, 2.829,56 TL İşlemiş faiz, 350,00 TL %5 çek tazminatı ve 21,00 TL komisyon olmak üzere toplam 10.200,56 TL'nin dava tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %27 oranında reeskont faizi İle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu çekin zamanaşımına uğradığını, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacının TTK'nın 644. maddesine dayanamayacağını, dava konusu çekte davacı bankanın herhangi bir cirosunun bulunmadığını, bu nedenle çekte-yetkili hamil olmadığını, çek arkasında çek lehtarının tahsil cirosu olduğunu, ayrıca çek tazminatı, çek komisyonu, avans faizi istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, dava konusu çekin dava dışı şirketin açığa cirosu ile davacı bankaya verildiği, davacı banka tarafından ibraz edildiği, bu nedenle yapılan cironun temlik cirosu olduğu, davacı bankanın TTK'nın 644 ve 730. maddelerine dayanılarak sebepsiz zenginleşme davası açmaya yetkisinin bulunduğu, davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği, davacı tarafından çek tazminatı ve komisyonu İstemlerinin yerinde görülmediği, davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili ile katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, TTK'nın 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık, davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığı, diğer bir deyişle yetkili hamil olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçelerle davacının anılan hükme dayalı olarak dava açabileceği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa, davalının keşidecisi olduğu dava konusu çekin dava dışı Y... Cam Tic. ve San. Ltd. Şti.'nin davacı bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak davacıya verildiği ve bu nedenle anılan şirket tarafından davacı Bankaya ciro edildiği dosya kapsamı ile sabit olup, esasen bu husus tarafların da ka-bulündedir. Mahkemece, cironun temlik cirosu ile davacı bankaya verildiği sonucuna varılmış ise de, dava konusu çek bordrosunda çekin "teminat" olduğu yazılı olduğu gibi davacı Bankanın B... H... Şubesinin 27.01.2009 tarihli yazısından da çekin dava dışı şirketin kullandığı kredinin teminatı olarak 11.11.2006 tarihinde bankaya verildiği bildirilmiştir. TTK'nın 730/1-4. maddesi uyarınca, poliçe ve bononun aksine, çekin rehin cirosuyla devri mümkün değildir (Bkz. Prof. Dr. S. Reisoğlu, Türk Hukukunda ve Bankacılık Uygulamasında Çek, 2003 Baskı, s. 174 vd.). Başka bir anlatımla, çekte rehin cirosunun bir geçerliliği bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, dava konusu çekin davacıya rehin cirosuyla verildiği açık olup, çekte rehin cirosunun geçerli olmayacağı, bu ciroyla çeki elinde bulunduran davacıya hak bahşetmeyeceği hususu nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına (BOZULMASINA), (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 4743 sayılı Yasa'nın 6. maddesinin B/4 bendi gereğince, davacı yargı harçlanndan muaf olduğundan, harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın İsteği halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.