MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ..... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/02/2015 tarih ve 2014/711-2015/78 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 22.03.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekilleri Av.... ve Av. ..., davalılar ... ile ... vekili Av.Tuğçe Kara ile davalılar ..., ..., ... vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin 22.05.2007-22.08.2008 tarihleri arasında, davalı gerçek kişilerin ortağı bulunduğu dava dışı .....'ye (1.354.245,67) Euro tutarında mal sattığını, satım bedelinin ödenmemesi üzerine davalı gerçek kişiler ile müvekkili şirket arasında borcun ödenmesi amacıyla 03.03.2008 tarihli bir protokol imzalandığını, bu protokol uyarınca anılan davalıların borcun ödenmesini garanti edip müşterek malik oldukları taşınmazın kira sözleşmesinden doğan kira bedeli alacağını müvekkiline temlik ettiğini, davalılarca protokoldeki ödeme yükümlülüğünün kiracılardan bağımsız olduğunu, dava dışı .....'nin borcunu ödemediği gibi iflası için dava açıldığını, davalı gerçek kişilerin de kira sözleşmesinin feshedildiği ve temlik konusu muhtemel alacağın ortadan kalktığını gerekçe göstererek ödemede bulunmadığını, yeni kiracının diğer davalı şirket olduğunu ileri sürerek, anılan protokol gereğince müvekkiline temlik edilen kira alacağının geçerliliğinin tespiti suretiyle muarazanın giderilmesini talep ve dava etmiş, 12.07.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile şimdilik (210.000.) USD alacağın temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini istemiştir.Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve dosya kapsamına göre; 03.03.2008 tarihli "Alacağın Temliki Protokolü" başlıklı belge hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; geciktirici şarta bağlı alacağın temlikinin ifa uğruna yapılmış olduğu, TBK'nın 192. maddesinin (eBK 170 m.) uygulanmasının gerektiği, davalı gerçek kişiler tarafından temlik edilen kira alacağının, kira sözleşmesinin dava dışı kiracı tarafından feshi nedeni ile sona ermesinin, protokol hükümlerine göre "kiracı"nın şahsının veya değişmesinin bir öneminin bulunmadığı, alacağın temliki ile garanti edilenin "kira alacağı-bedeli" olduğu, kiracının değişmesinin ifa uğruna borcu imkansızlaştırmayacağı, taraflar arasında dava dışı kiracının yaptığı veya yapmadığı ödemeler konusunda miktar üzerinden bir uyuşmazlık olmadığı, davalı gerçek kişilerin ifa uğruna temlik edilen kira bedeli alacağı üzerinden "garanti" sorumluklarının devam ettiği gerekçesiyle, davalı ..... hakkında verilen karar kesinleştiğinden bu davalı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, 210.000 USD'nin 12/07/2010 ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre işleyecek değişen oranlarda faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalılar ..., ... vekili temyiz etmiştir.Dava dışı .... ...'nin davacı ...'ya olan borçlarının davacıya borçlu olmayan davalı gerçek kişiler (temlik edenler) tarafından sahibi oldukları taşınmazın belli sayıdaki kira paraları ile ödenmesinin amaçlandığı 03.03.2008 tarihli “Alacağın Temliki Protokolü” başlıklı belgeye dayalı alacak istemine ilişkin davada mahkemece 03.03.2008 tarihli “Alacağın Temliki Protokolü” başlıklı belge hükümleri gereği birlikte değerlendirildiğinde; geciktirici şarta bağlı alacağın temlikinin ifa uğruna yapılmış olduğu, TBK' nın 192. maddesinin (eBK 170 m.) uygulanmasının gerektiği, davalı gerçek kişiler tarafından temlik edilen kira alacağının, kira sözleşmesinin dava dışı kiracı tarafından feshi nedeni ile sona ermesinin, protokol hükümlerine göre “kiracı”nın şahsının veya değişmesinin bir öneminin bulunmadığı, alacağın temliki ile garanti edilenin “kira alacağı-bedeli” olduğu, kiracının değişmesinin ifa uğruna borcu imkansızlaştırmayacağı, taraflar arasında dava dışı kiracının yaptığı veya yapmadığı ödemeler konusunda miktar üzerinden bir uyuşmazlık olmadığı, davalı gerçek kişilerin ifa uğruna temlik edilen kira bedeli alacağı üzerinden “garanti” sorumluklarının devam ettiği gerekçesiyle davalılar ...., ... ve.... hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.Dairemiz bozma ilamında açıklandığı üzere 03.03.2008 tarihli “Alacağın Temliki Protokolü” üçüncü şahsın fiilini taahhüt ve ivazlı temlik olarak nitelendirilemeyecektir. Protokol gereği temlik eden davalıların maliki oldukları taşınmazın kiracısı olan ..... ile yaptıkları kira sözleşmesi uyarınca elde edecekleri kira bedelini temlik ettikleri, temlik ettikleri kira sözleşmesinden kaynaklanan iş bu kira alacaklarını vadelerini ve miktarlarını açıkça belirtmek suretiyle somutlaştırdıkları, ....'nin kira sözleşmesini kira sözleşmesinde kendisine tanınan yetkiye istinaden tek taraflı olarak feshettiği, temlik protokolünde davalıların kiracının ödeme kabiliyeti konusunda bir taahhütte bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Davalı şahıslar dava dışı .... ..... nin temlik alan davacıya olan borcu için kefil veya garantör sıfatıyla herhangi bir şahsi teminat vermemiştir. Dosya içerisinde yer alan hukuki mütalaalar da değerlendirildiğinde taraflar arasında akdedilmiş olan alacağın temliki sözleşmesi uyarınca yapılan temlikler ivaz amacıyla değil, ........'nin borcunun teminat altına alınması amacıyla yapıldığından ve hukuken bir ivaz bulunmadığından dava konusu alacağın temliki sözleşmesi ivazsızdır. İvazsız temliklerde de temlik eden borçlunun ödeme gücünden sorumlu değildir. (Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt II, 1999, s.1226) Ayrıca, temlikin ifa yerine olduğu temlikten açıkça anlaşılmadıkça da temlik ifa yerine kabul edilemeyeceğinden 818 Sayılı Borçlar Kanununun 170. maddesi anlamında temlikin ödeme yerine geçen temlik olarak kabul edilmesi de sözkonusu değildir. Bu suretle; dava dışı .... .'nin kira sözleşmesini feshetmesiyle davalıların alacağın temlikine ilişkin protokolde yer alan edimlerinin sonradan imkansızlaştığı, bu konuda alacağı temlik eden davalıların kusurunun bulunmadığı böylece davalıların dava konusu edilen alacaktan sorumlu tutulamayacağı nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar ..., ... yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalılar ... ve ...'e iadesine, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak temyiz eden davalılar ... ve ...'e verilmesine, 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.