Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 333 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15701 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/09/2011 tarih ve 2009/34-2011/405 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline nakliyat sigorta sözleşmesi ile sigortalı emtianın davalı tarafından ...’den ...’ye taşınması sırasında alıcısına hasarlı olarak teslim edildiğini, hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini ileri sürerek, 7519,00 USD’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 6.835,14 USD’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Dava, nakliyat sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, davalı taşıyıcı tarafından TTK’nın 1067. maddesine dayalı olarak hak düşürücü süre savunmasında bulunulmuştur.Dairemizin kökleşen uygulaması uyarınca, TTK’nun 1067. maddesinde öngörülen bir yıllık dava açma süresi, hak düşürücü süre mahiyetinde olup, anılan yasa maddesinde, malların tesliminden veya teslim edilmiş olmaları icap eden tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye müracaat edilmediği takdirde, taşıyan aleyhine malların ziya ve hasarından dolayı her türlü sorumluluk davası hakkı düşeceği öngörülmüştür. Somut olayda, davacı tarafından taşıma rizikolarına karşı teminat altına alınan emtia davalı tarafından karma olarak denizyolu, demiryolu ve karayolu ile taşıması üstlenilmiş olup, mahkemece davaya konu emtianın nihai alıcısına teslim tarihi tam olarak belirlenmeden davalı vekilinin hak düşürücü sürede davanın açılmadığına ilişkin savunması reddedilmiştir. Oysa, mahkemece davaya konu emtianın denizyolu, demiryolu ve karayolu ile yapılan taşıma sonucu alıcısına teslim edildiği tarihin tam olarak belirlenerek, davalı tarafın savunması üzerinde durularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.