MAHKEMESİ : ÇAY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2012/349-2013/281Taraflar arasında görülen davada Çay Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09.05.2013 tarih ve 2012/349-2013/281 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili banka tarafından davalılardan N.. G..'a 11/10/2006 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, diğer davalıların da işbu kredi sözleşmesinin müşterek müteselsil kefilleri ve müşterek müteselsil borçluları olduğunu, davalıların borcunu ödememeleri neticesi hesabın kat edilerek hesap kat ihtarnamesi ve ekli hesap özetlerinin borçlulara gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine tahsilde ve takipte tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla, kredinin teminatlarındaki taşınmazın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi, ayrıca ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrine davalıların itiraz ettiklerini, davalıların itirazı ile duran icra takibinin devamını sağlamak için itirazın kaldırılmasını talep ettiklerini, dava sonucunda davalarının kabulü ile itirazın kaldırılarak takibin devamına, davalıların %40 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verildiğini, ancak davalılar tarafından kararın temyizi üzerine bozma kararı verildiğini, mahkemece bozma kararına uyularak itirazın kaldırılması taleplerinin reddedilerek bu defa müvekkili aleyhine %40 inkar tazminatına hükmedildiğini, HUMK'nın 237. maddesi hükümleri gereği itirazın kaldırılması talebinin reddi kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, müvekkili bankanın davalılardan alacaklı olduğunu, tahsilde ve takipte tekerrüre sebebiyet vermemek üzere açılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasından rehin açığı belgesi de aldığını, ileri sürerek 76.056 TL'nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıların davacı bankaya dava tarihi itibariyle 51.153,21 TL asıl borç, 24.902,79 TL bakiye birikmiş faiz, 369,98 TL dava tarihine kadar hesaplanan temerrüt faizi ve 18,50 TL dava tarihine kadar hesaplanan temerrüt faiz gideri vergisi olmak üzere toplam 76.444,48 TL tutarında borçlu oldukları, taraflar arasında imzalanan sözleşmede temerrüt faiz oranının %52.80 olarak belirlendiği, dava açılmakla davalıların temerrüde düşürüldüğü gerekçesiyle 76.056 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek %52.80 temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kapatılan Sultandağı İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009/24 Esas, 2010/8 Karar sayılı dosyasında davacı banka aleyhine hükmedilen inkar tazminatının iptaline karar verilmiştir.Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olarak açılmış olup, davalı taraf borcun miktarına da itirazda bulunmuştur. İİK'nın 152/son maddesindeki rehin açığı belgesi takip hukuku bakımından önemi haiz olup, maddi hukuk açısından alacağın varlığının kesin delilini oluşturmadığından bağlayıcı değildir (İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Prof. Dr. Baki Kuru, İstanbul, 2004, s.874). Ayrıca davalı konumundaki kefiller ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibin tarafı da değildir. Bu durumda mahkemece bankacı bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya ve izlemeye elverişli bulunmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru bulunmamış, hükmün bu nedenle davalılar yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.