Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3306 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 11613 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 9.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 21.04.2005 tarih ve 2003/1135 - 2005/211 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 13.02.2007 gününde davacı avukatı Tevfik Adnan ile davalılardan İbrahim Önder avukatı Yalçın, Ahmet Serdar avukatı Ali Zafer, U…… Sınai Yatırım A.Ş. avukatı Refik ve U…… Holding A.Ş. avukatı Ayşegül Engin gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalılardan U……Holding A.Ş.'nin nama yazılı pay sahibi ortağı olan müvekkilinin şirketin büyük ortağı olan eşinden miras yolu ile intikal eden ve bedelsiz sermaye artışı sonucu (7.800.000.000.000.-) TL esas sermayenin (6.233.352.500.000.-) TL'ye karşılık gelen (6.233.352,5) paydan (4.031.318)'inin diğer davalılara devir ve intikal ettirildiğinin öğrenildiğini, oysa müvekkilinin birleşik devir işlemi yapmadığını, tüm bu gelişmelerin eşinin ölümünden sonraki yas-taziye döneminde gerçekleştiğini, TTK.nun 416, 417 nci maddelerince zorunlu kılınan bir belge veya TTK.nun 66-70 nci maddelerinde öngörülen dayanak kayıt bulunmadığı halde daha önce ortak olmayan davalı U……Sınai Yat.A.Ş.nin de murisin (78.000) payını devralmış gösterilerek ortak kılındığını, esas sermayenin daha sonra TTK.nun 368 nci maddesi hükmüne aykırı olarak (12) trilyon TL'ye çıkartıldığını, davalılarca davaya konu edilen payların haksız edinilmesinden sonra müvekkilinin ve diğer ortak dava dışı Şafak Kibar'ın yönetimden ve şirket işlerinden uzaklaştırılarak dışlandığını ileri sürerek, davaya konu payların ortaklık haklarını kullanmak üzere MK.nun 427 nci maddesi uyarınca kayyım atanmasını veya payların devrinin ihtiyati tedbir kararı ile önlenmesini, 25.12.1998 tarihli genel kurul hazirun cetvelinde davalılara intikal etmiş gösterilen (4.031.318) payın müvekkiline aidiyetinin tespiti ile sermaye artışları dikkate alınmak ve bu yolla paylarda gerçekleşen artışlar hesaplanarak bu paylara ilişkin davalılar adına görünen kayıtların terkinini ve bu payların müvekkili adına şirket pay defterine işlenmesini, haksız devir işlemlerinin TTK.nun 332 nci maddesi hükmüne nazaran hükümsüz sayılmasını, payların iadesi olanağı bulunmadığı taktirde devir tarihindeki rayiç bedellerinin faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davalı Holding'in büyük ortağının ölümünden sonra mirasçılar arasında düzenlenen miras sözleşmesi uyarınca muristen intikal eden payların mirasçılar arasında eşit paylaştırılmasına karar verildiğini ve 25.12.1998, 03.08.1999, 31.03.2000 ve 30.04.2001 tarihli genel kurulların hazirun cetvellerinin bu paylaşıma uygun düzenlenerek imzalandığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, sunulan kanıtlara ve şirket kayıtları üzerindeki bilirkişi incelemesine dayanılarak, Ahmet Uzel'in 05.10.1998 tarihinde ölümüyle mirasının davalı Holding ortağı olan eş ve üç çocuğuna eşit paylarla intikal ettiği, sermaye artışından sonra pay dağıtımının yapıldığı 25.12.1998 tarihli genel kurul toplantısında düzenlenen hazirun cetvelinde mirasçıların paylarının (1.949.980.500)'er olarak kabul edildiği, izleyen yıllar hazirun cetvellerinin de aynı şekilde düzenlendiği ve davacının bu cetvelleri bizzat imzalayarak kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Davacı vekili, müvekkilinin davalı U…… Holding A.Ş.'deki pay sayısı başlangıçta (13.245.288), her üç çocuğunun da (11.982.057) olmasına, paylarını herhangi bir işlemle başkasına devretmediği ve şirketin büyük ortağı Ahmet .'in ölümünden sonra mirasçılarca terekenin şirket payları kısmının taksimi yapılmadığı halde 16.03.1998 tarihli sermaye artırımından sonra toplanan 25.12.1998 tarihli genel kurul ve sonraki genel kurullarda düzenlenen hazirun cetvellerinde müvekkilinin ve davalılardan Önder ve Serdar .'in pay sayısının (1.947.980.500)'şer olarak gösterilmesinin geçerli bir hukuki dayanağının bulunmadığını, murisin ölümü ile ortak sayısının dörde inmesinden sonra TTK.nun 416 ve 417 nci maddelerinin zorunlu kıldığı devir ve buna dayalı şirket işlemi olmadığı halde murisin 05.10.1998 tarihinde ölmesinin ardından davalılardan U……Sınai Yatırım A.Ş.nin (78.000) adet pay sahibi ortak gösterilmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, bu paylara ilişkin kayıtların terkinini ve müvekkili adına şirket pay defterine kaydedilmesini veya payların rayiç diğerinin davalılardan tahsilini istemiştir. Mahkemece, başlangıçta davacının daha fazla olan pay sayısının murisin ölümünden sonra yapılan genel kurulların hazirun cetvellerinde çocuklarının pay sayılı ile eşitlendiği, davacının genel kurullara bizzat katılarak hazirun cetvellerini imzalamasının bu yolla yapılan düzenlemeyi kabul anlamına geldiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Anonim şirketlerde nama yazılı payların devri TTK.nun 416 ve 417 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, payları temsilen pay senedi veya bunların yerine ilmuhaberlerin ihraç edilmemiş olması halinde payların devri BK.nun 163 ncü maddesinde düzenlenen alacağın temliki hükümleri uyarınca yazılı devir anlaşması ile devir tarafları arasında yapılır ve şirkete bildirilerek pay sahipleri defterine kaydının sağlanması ile de şirkete karşı hüküm kazanır. Davalı şirket payları senede bağlanmadığı ve bunlara kaimen ilmuhaberler de çıkarılmadığına, bir başka deyişle çıplak pay durumunda olduğuna göre, devri, alacağın temliki hükümlerine tabidir. 24.05.1985 gün ve 1984/2 - 1985/55 nci Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre mirasçılar arasında terekenin bir kısmının taksimi veya temliki mümkündür. Davalı Holding'in paylarının tamamına yakınının sahibi olan Ahmet .'in öldüğü tarihte yürürlükte olan 743 sayılı MK.nun 611 ve 612 nci maddelerine göre miras taksiminin yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşuludur. Böyle bir taksim anlaşmasında da, terekenin tamamen veya kısmen taksimi veya terekedeki miras hakkının veraset ilamındaki paylara uygun olsun olmasın bölüşümü veya temliki iradesinin mirasçılarca veya ilgili mirasçı tarafından izhar edilmesi, bu yöndeki iradenin açık ve dolaysız olarak yansıtılması zorunludur. Davalılarca değinilen nitelikte ve yazılı taksim ve temlik sözleşmesinin varlığı iddia ve ispat edilmemiştir. TTK.nun 376 ncı maddesinde düzenlenen ve anonim şirket genel kurulu toplantısında hazır bulunan pay sahibi ve temsilcilerinin ad ve soyadlarıyla adreslerini ve pay miktarını gösteren ve başkan tarafından imzalanan bir belge olan hazirun cetveli, pay sahipliği hakkını doğuran, ihdas eden veya yansıtan bir işlev ve güce sahip olmayıp, genel kurul katılımcılarını ve paylarını gösteren açıklayıcı bir değer ve anlam taşır. Dairemiz'in içtihatlarında da, hazirun cetvelinde yazılı pay miktarlarının pay sahipliği hakkının varlığı ve niceliği konusunda bağlayıcı niteliği bulunmadığı, bu hususun şirket kayıtları ve dayanak hak oluşturucu-doğurucu işlemle kanıtlanması gerektiği belirtilmiştir.Açıklanan yasa normları ve uygulama ile beliren ilkeler ışığında, davalı Holding'in tüm defter ve kayıtları üzerinden uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak, başlangıçta (murisin ölümünden önce) davacının davalı çocuklarından daha fazla olan pay sayısının 25.12.1998 tarihli genel kuruldan itibaren miras paylarının eklenmesinden sonra hazirun cetvellerinde eşit sayıda gösterilmesinin geçerli bir devir veya taksim-temlik işlemine dayanıp dayanmadığının belirlenmesi, davalı U……. Yatırım A.Ş.'ye izafe edilen (78.000) payın ne şekilde ihdas edildiğinin saptanması, davacı ve çocuklarını pay sayılarının eşit gösterilmesinden sonra kâr payı dağıtımı yapılmış ise bu dağıtımların eşitlenen pay sayısına uygun olup olmadığı, 25.12.1998 tarihli genel kurula ilişkin iki farklı hazirun cetveli düzenlenmiş olması nedeniyle bunlardan hangisinin geçerli olduğunun irdelenmesi, kısmi miras taksimi veya temliki olgusuna delalet eden somut hallerin bulunup bulunmadığının araştırılması ve tüm bu yönlerin ortaya çıkarılıp geniş bir çerçevede tartışması yapıldıktan ve 25.12.1998 tarihinden sonra pay sahipliğinden doğan hakların kullanılmasında, sağlanmasında ve tecellisinde ortaya çıkan eylemli uygulama bakımından pay sayısındaki eşitliğin benimsendiğinin kabul edilip edilmeyeceğinin MK.nun 2 nci maddesinde dikkate alınarak değerlendirilmesinden sonra uyuşmazlığın çözümü gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak salt hazirun cetvellerinde yazılı tarafların asıl (kök) pay sahipliğinden farklılık taşıyan ve davalı aleyhine tezahür eden pay sayılarının karşılığının paydaşlarca imzalanmasından yola çıkılarak ve bu belgeye yasal içeriğini aşan anlam verilmek suretiyle davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2-Davalılardan Ahmet Serdar .'in temyiz duruşması sırasında 13.02.2007 tarihli dilekçeyle davayı kabul ettiğini bildirmesi karşısında, HUMK.nun 95/ı maddesi hükmünce kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuran bu bildirim hakkında yerel mahkemece hüküm kurulması zorunlu olduğundan, kararın bu yönde değerlendirilme yapılması bakımından da bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 500,00 YTL duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.