Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3253 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11219 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL 50. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 29/03/2012NUMARASI : 2011/17-2012/84Taraflar arasında görülen davada İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/03/2012 tarih ve 2011/17-2012/84 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.02.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. B. Y. ile davalı vekili Av. S. S. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı tarafından makine kırılması sigorta poliçesi ile sigortalanan tesiste, 05.04.2007 tarihinde gaz tribünü yatağında yağ sızması sonucu hasar meydana geldiğini, hasar dışında uğranılacak kar kaybının da poliçe teminatı altında bulunduğunu, hasarın davalı şirkete ihbar edilmesine ve istenen her türlü bilgi ve belgenin davalıya ulaştırılmasına rağmen hasar bedelinin tamamının ödenmediğini, davalı tarafın yalnızca 144.007 USD'lik bir ödeme yaptığını, oysa davalının müvekkilinin gerçek zararını ve kar kaybını ödemek zorunda olduğunu ileri sürerek, 1.208.393 USD'nin hasar tarihinden, bu mümkün değilse ilk ekspertiz raporunun tanzim tarihinden itibaren işleyecek USD'ye uygulanacak yasal faizi ile birlikte ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, hasar tespiti ve onarımı için makul ve gerekli sürenin aşılmasına sigortalının ve onarıcı şirketin kusurlu davranışlarının sebep olduğunu, oysa söz konusu hasarın 41 gün içinde giderilmesinin mümkün bulunduğunu, poliçe hükümlerine göre 45 gün içinde onarılabilecek hasarlardan dolayı kar kaybı istenemeyeceğini, bu durumda davacının da kar kaybını talep edemeyeceğini, bunun dışında hasar bedelinin ise müvekkilince davacıya ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu hasarın sigorta poliçesi kapsamında kaldığı, poliçede öngörülen muafiyet ve davalı sigorta şirketince davacıya ödenen sigorta bedeli gözetildiğinde davacının 457.812,16 USD alacaklı bulunduğu, taraflar arasında düzenlenen poliçede 45 günlük kar kaybının teminattan muaf bırakıldığı, davaya konu hasarın da 45 günde giderilmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla davacının kar kaybını talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 457.812,00 USD'nin ilk ekspertiz tarihi olan 12.09.2007 tarihinden itibaren devlet bankalarının ABD dolarıyla açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, makine kırılması sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı tarafça, davalı tarafından sigortalanan tesiste hasar meydana geldiği, ihbar edilmesine rağmen hasar bedelinin tamamı ile uğranılan kar kaybının ödenmediği ileri sürülmüş olup davalı taraf ise hasar bedelinin ödendiğini, meydana gelen hasarın 41 gün içerisinde giderilmesinin mümkün olduğunu, poliçe hükümlerine göre 45 gün içinde onarılabilecek zararlardan dolayı kar kaybı istenemeyeceğini savunmuş, mahkemece de söz konusu hasarın 45 gün içinde giderilmesinin mümkün olması nedeniyle kar kaybının istenemeyeceği, bunun dışında meydana gelen hasarın tamamının ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece davaya konu hasarın, muafiyet süresi olan 45 gün içinde giderilebileceğinin kabul edilmesine karşın hasar miktarının, 81 günlük tamir süresi esas alınarak yapılan hesaplamaya göre belirlenmesi ve bu miktarın hüküm altına alınması doğru olmadığı gibi davalı tarafın bir kısım onarımların ve harcamaların hasar miktarına dahil edilemeyeceği yönündeki bilirkişi raporuna yaptığı ciddi itirazlar konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmamış bulunması da doğru görülmemiştir. Bu durumda, mahkemece ek rapor ya da yeni bir bilirkişi raporu aldırılarak davaya konu hasarın muafiyet süresi içinde giderilebileceği kabulüne uygun ve davalı tarafın bilirkişi raporuna yaptığı ciddi itirazları karşılayacak biçimde hasar miktarının belirlenmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.