MAHKEMESİ : BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/10/2011NUMARASI : 2010/616-2011/489Taraflar arasında görülen davada Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/10/2011 tarih ve 2010/616-2011/489 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.02.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. B. L. A. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında 14.11.2003 başlangıç tarihli 33046802 poliçe numaralı "Dolara Endeksli Yatırımlı Hayat Sigorta Poliçesi" imzalandığını, sözkonusu poliçeye binaen kar paylı birikim tutarı mevcut olduğunu, sözkonusu sigorta poliçesine istinaden müvekkilinin primleri ödediğini, primlerin ödenmesi akabinde sözkonusu sigorta poliçesinin iptali ile ödenmiş bulunan primlerin iadesi için Bolu 1.Noterliği'nin 29 Haziran 2009 tarih ve ... yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini, buna rağmen davalı Şirket primleri iade etmediğini, ilgili primlerin iadesini ve noterden çekilen ihtarnamenin ücretinin tahsili amacıyla Bolu 2.İcra Müdürlüğü'nün 2009/8139 Esas sayılı dosyası ile 16.806,08 USD üzerinden icra takibine başlanıldığını, ödeme emrinin davalı tarafa 04.01.2010 tarihinde tebliğ edildiğini ve vekili tarafından 06.01.2010 tarihinde takibe ve borca itiraz edildiğini, davalı tarafın kötü niyetli ve haksız olduğunu ileri sürerek, davalının Bolu 2.İcra Müdürlüğü'nün 2009/8139 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı sigorta şirketi ile dolara endeksli yatırım hayat sigorta poliçesi imzaladığı ve 16.806,08 USD poliçe primi ödediği, poliçenin iptal edildiği, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının aldığı primleri davacıya geri ödemesinin gerektiği, genel hukuk kurallarına göre ihtarname ile temerrütten sonra da faizden ve masraflardan sorumlu olduğu, borç miktarı belli veya basit bir hesapla belirlenebilir para borcu olup, itiraz üzerine takip durduğundan davacının icra inkar tazminat talebinin kabul edilebilir bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 16.806,08 USD (25.252,81 TL) alacak aslı, 80.57 USD (121,06 TL) işlemiş faiz, 82,87 TL İhtarname gideri, 3.57 TL ihtarname giderinin işlemiş faiz üzerinden takibin devamına, davalının bu kısma yaptığı itirazın iptaline; 10.101,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, hayat sigortası sözleşmesinin feshi nedeniyle sigorta ettiren tarafından prim alacağının iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında 14.11.2003 başlangıç tarihli "Dolara Endeksli Yatırımlı Hayat Sigorta Poliçesi" imzalandığını, söz konusu sigorta poliçesine istinaden müvekkilinin primleri ödediğini, primlerin ödenmesi akabinde söz konusu sigorta poliçesinin iptali ile ödenmiş bulunan primlerin iadesi istenmesine karşın davalı tarafça bu talebin kabul edilmediğini ileri sürerek işbu davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda, yukarıda değinilen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında hayat sigortası poliçesinin düzenlendiği, bu kapsamda davacı sigorta ettiren tarafından, sözleşme dahilinde 3 yılı aşan bir süre zarfında prim ödemesi yapıldığı çekişmesizdir. Davacı tarafça fesih nedeniyle prim ödemelerinin iadesi talep edilmişse de dosya içinde örneği mevcut Hayat Sigortaları Genel Şartlarının C.1 ve C.6 yan başlıklı hükümleri gereğince, sigorta sözleşmesinin feshi halinde prim ödemesinin 3 yılın altında olması durumunda, ödenen primlerin iadesi mümkün değilken, prim ödeme süresinin 3 yılın üzerinde olması halinde, sigorta ettirenin iştira hakkının doğduğu düzenlenmiş olup, yine taraflar arasındaki poliçesinin eki mahiyetinde olan özel şartların 4. maddesinin “İştira” başlıklı 3. bendinden de anlaşılacağı üzere, iştira hakkı, sigorta ettiren tarafından ödenen primlerin sigorta şirketi tarafından belli usullerle değerlendirilip nemalandırılması ile oluşmakta olup, özelliği gereği, uzun süreli ödenen primlere bağlı olarak iştira bedelinin artması da doğaldır. Bu durumda mahkemece, davacı tarafça hayat sigortası sözleşmesi kapsamında ancak iştira bedelinin talep edilebileceği göz önüne alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak, ödenen primlerin iadesi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.