Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3229 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17990 - Esas Yıl 2014





SULH HUKUK MAHKEMESİHasımsız olarak görülen davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.10.2014 tarih ve 2014/199-2014/685 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacı şirkete ait yevmiye defteri, envanter defteri, karar defteri ve mal alış ve satış faturalarının şirketin taşınması esnasında kaybolduğunu belirterek bu durumun tespitini ve zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, davanın ticari defterlerin taşınma sırasında kaybolduğundan bahisle açıldığı, bu durumun mücbir sebep teşkil etmediği, tacirin kusurundan kaynaklanan, basiretli bir tacirden beklenen bütün tedbirlerin alınmamasına bağlı gerçekleşen zayi durumlarında zayi belgesi verilmesinin yasanın amacına uygun düşmediği, 6102 sayılı TTK'nın 82/7. maddesi şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, ticari defter ve faturaların zayi sebebiyle TTK'nın 82/7 maddesi kapsamında zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, bu nitelikteki davalar ve/veya işler, TTK’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca ticari dava ve/veya iş niteliğinde bulunmaktadır. Bu durumda, TTK’nun 5. maddesi başlığı ile birlikte nazara alındığında, ticaret hukukunda yer alan çekişmesiz yargı işleri bakımından asıl görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, ticaret mahkemesinin bulunmadığı yerler bakımından ise asliye hukuk mahkemesinin görevli kabul edilmesi gerektiği açıktır. Buna göre, mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek sonuçta reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.