MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 08/03/2012NUMARASI : 2011/62-2012/110Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/03/2013 tarih ve 2011/62-2012/110 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21/02/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı mirasçılar vekili Av. A.. D.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin T. Saç San. Ltd. firmasının ortağı olduğunu, 11.10.2004 tarihli sözleşme ile hisselerin belirtilen şartlar dairesinde davalıya devrinin kararlaştırıldığını, sonrasında 14.10.2004 tarihli noter devrinin yapıldığını, davalının noter belgesinde hisse bedelinin peşin ve nakten ödendiğini belirterek hisse bedelini vermediğini, yapılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 11.10.2004 tarihli sözleşmenin 6762 Sayılı TTK'nın 520/4. maddesi uyarınca geçersiz bulunduğunu, 14.10.2004 tarihli noter hisse devrinde bedelin tamamının nakten ve peşin olarak alındığının belirtildiğini, 11.10.2004 tarihli sözleşmenin taslak olduğunu, beş ayrı kalemle değişiklik yapıldığını, boş olan yerlerin davalının iradesi dışında doldurulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalının resmi belge ve şekil şartlarına uyularak ödeme yaptığını ileri sürdükten sonra davacının inkar edilen adi yazılı belge ile bunun aksini ispatlayamayacağı, adi belgenin tarihinin noter devrinden önce olduğu, sonraki tarihli noter devri ile 11.10.2004 tarihli sözleşmenin son bulduğu, davalının tanık dinlenmesine muvafakat etmediği, davacının yemin delilini kullandığı, davacının kötüniyetinin olmadığı gerekçesiyle, davanın ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava, limited şirket hisse devrinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı taraf davalıya Tosac Saç San. Ltd'ne ait hisselerin devri konusunda 11.10.2004 tarihli sözleşme imzalandığını, sonrasında 14.10.2004 tarihinde noterde hisselerin devredildiğini, davalının hisse bedelini ödemediğini ileri sürmüş, davalı taraf ise 11.10.2004 tarihli sözleşmenin 6762 Sayılı TTK'nın 520/4. maddesi uyarınca geçersiz olduğunu, 14.10.2004 tarihli noter belgesine göre hisse bedelinin nakten ve peşin olarak ödendiğini, 11.10.2004 tarihli sözleşmede boş kısımların davacı tarafından rızaları dışında doldurulduğunu savunmuş, mahkemece davalının resmi belge ve şekil şartlarına uyarak ödeme yaptığını ileri sürdükten sonra davacının inkar edilen adi yazılı belge ile bunun aksini ispatlayamayacağı, adi belgenin noter devrinden önce olduğu, sonraki tarihli noter devri ile 11.10.2004 tarihli sözleşmenin son bulduğu, davalının yemini eda ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, 6762 Sayılı TTK'nın 520/4. maddesinde limited şirket hise devri veya devir vaadi hakkındaki sözleşmenin yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi hüküm ifade etmeyeceği düzenlenmiş ise de, taraflar devir vaadi niteliğinde ön sözleşme yaptıktan sonra buna dayalı olarak TTK'nın 520/4. maddesine uygun bir şekilde hisse devrini gerçekleştirebilirler. Hisse devir vaadine ilişkin ön sözleşme taraflarca benimsenip usulüne uygun hisse devri yapıldıktan sonra bu sözleşmenin geçersiz olduğunun ileri sürülmesi TMK'nın 2. maddesine aykırılık teşkil eder. Somut olayda, davalı taraf 11.10.2004 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde geçen “250” rakamının, “% 50 hissenin tamamı M.. T..'ye devredilecektir” ibaresinin ve alt kısımdaki “M.. T.. alacaklı” ibarelerinin başka bir kalemle sonradan ilave edildiğini savunmuş olmakla birlikte, sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olmadığını ileri sürmemiş, sözleşme içeriğinde 250 milyar kısmının sonradan ilave edildiğini savunmuş, ancak sözleşmenin 5. maddesinin altında düzenlenen 250.000 TL'ye ilişkin ödeme takvimini inkar etmemiş, yine davacı taraf 01.12.2004 tarihli ihtarnamede, 11.10.2004 tarihli sözleşme gereğince hisse devri yapıldığını, sözleşmenin 5. maddesine göre 250.000 TL'nin ödenmediğini belirtmiş, davalı taraf ise 07.12.2004 tarihli bu ihtara verdiği cevapta, taraflar arasındaki 11.10.2004 tarihli sözleşmeye atıfta bulunmuş, sözleşmede aynen geçen bir kısım edimlerin davacı tarafından yerine getirilmediği belirttiği halde, işbu davadaki gibi sözleşme üzerinde değişiklik yapıldığını ifade etmemiş, ayrıca icra dosyasına verdiği dilekçede 11.10.2004 tarihli sözleşmenin boş yerlerinin davacı tarafından rızaları dışında doldurulduğunu itiraz olarak öne sürmemiş olmakla, artık işbu davada davalının 11.10.2004 tarihli sözleşmenin geçersizliğini savunması TMK'nın 2. maddesi ile bağdaşmaz. Taraflar arasında hisse devri yapıldığına göre, davalının hisse bedelini ödediğini ispatlaması gerekir. Mahkemece ispat yükü ters çevrilerek davacı tarafa yemin teklif edilmesi ve buna bağlı olarak davalı asilin yemin etmesi icapsız yemin neteliğindedir. Bu itibarla, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar nazara alınarak, dosyadaki mevcut deliler buna göre değerlendirilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin kötüniyet tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 21.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.