MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/06/2014 tarih ve 2011/148-2014/166 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin, tüpgaz bayisi olan dava dışı kayınpederine yardım etmek için 07/12/2009 tarihinde ... marakalı tüpü, sipariş üzerine müşterinin evine götürüp taktığını, tüpün gaz kaçırdığının bildirilmesi üzerine tekrar müşterinin evine gittiğinde tüpten sızan gazın patlaması sonucu müvekkilinin yaralandığını, davalı ...'nin tüpün maliki olarak, davalı sigorta şirketinin de akdettiği poliçeler nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunuı ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, tüpün mülkiyetinin ... yerine ... olduğunun öğrenilmesi üzerine, ...'nin davaya dahil edilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekcesi ile davalı ... açısından poliçe limiti olan 150.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere talebinini 163.152,40 TL'ye çıkarmıştır.Davalı ... vekili, tüpün mülkiyetinin müvekkiline ait olmadığını savunarak müvekkili hakkında husumet yokluğundan davanın reddini istemiştir.Davalı ... vekili, sigorta poliçesinde sigorta ettirenin kendisinin uğrayacağı zararların teminat kapsamı dışında olduğunu, davacının 3. kişi konumunda kabul edilemeyeceğini, davacının zarara kendisinin sebebiyet verdiğini, meydana gelen rizikonun tehlikeli maddeler sigorta poliçesi kapsamında bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Dahili davalı ... vekili, kazaya davacının kendisinin sebebiyet verdiğini, meydana gelen zarar ile müvekkili arasında illiyet bağının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre dahili davalı ...'nin davalı ...'ye tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortası yaptırdığı, tüpün tüketiciye intikali sonucu tüketicinin evinde iken gaz kaçırması, yangın çıkması sonucu tüpün montajını yapan davacının yaralandığı, olayda davacının %40 müteraffik kusurunun bulunması sebebiyle davacının poliçe kapsamında davalı sigortalıdan 97891,47 TL alacaklı olduğu, buna karşılık olayda tüpten kaynaklanan bir sorun olmadığı bu nedenle tüpün sahibi sigorta ettiren dahili davalı ...'nin olayda bir kusurunun bulunmadığı, diğer davalı ...'nin ise tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortasını yaptıran olmadığı, bu davalının yaptırdığı sigortanın tehlikeli maddeler ve tehlikeli atık zorunlu mali sorumluluk sigortası olduğu, bu sigortanın taşıma ve dağıtım faaliyetleri sonucu oluşan zararlar yönünden teminata havi olduğu gerekçesiyle davalı Habaş AŞ bakımından davanın husumet yokluğundan reddine, dahili davalı ... bakımından olayda kusurunun bulunmaması sebebiyle davanın reddine, davalı ... AŞ bakımından 97891,47 TL tazminat alacağının davalı daha önce temerrüde düşürülmediği için 10.000 TL'sinin dava tarihinden; 87.891,44 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı davacı ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.(1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, mümeyyiz davalı vekilinin tüm; davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.(2) Dava, tüpgaz zorunlu sorumluluk poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup mahkemece dahili davalı ...'nin olayda bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı, ... hakkında, 25/02/2014 tarihinde dahili dava dilekçesi vermiş, harç da yatırmamıştır. Dahili dava diye hukukumuzda bir müessese mevcut olmadığından bu davalı hakkında karar ittihazına yer olmadığına karar verilip buna göre vekalet ücretinin takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle mümeyyiz davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 5.015,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ... A.Ş'nden alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.