Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3213 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18955 - Esas Yıl 2014





ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/11/2013 tarih ve 2005/42-2013/385 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile asıl davada müdahil-birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin 16.10.2004 tarihli genel kurul toplantısında müvekkilleri tarafından yönetim kurulu hakkında sorumluluk davası açılması yönünde gündeme madde eklenmesi istemiyle verilen önergenin oyçokluğu ile reddedildiğini ancak hakkında sorumluluk davası açılıp açılmayacağı oylanacak ...'ın da bizzat oylamaya katılarak talebin reddini sağladığı gibi 4. maddede belirtilen bilanço gelir gider tablosunun onaylanmasında ve 5. maddede yönetim kurulunun ibrası konusunda da haksız olarak oy kullandığını, ...'ın uzun süredir şirketi ele geçirme niyeti ile hareket ederek kendi lehine pay alımlarında usulsüzlükler yaptığını, ...'ın pay durumunun açıklığa kavuşturulması hakkında genel kurulun 7 nolu kararı bulunmasına rağmen yönetim kurulunca bu konuda herhangi bir çalışma yapılmadığını ileri sürerek, dava konusu genel kurulda 1. 4. ve 5. maddelerde alınan kararların iptalini, geçerli olarak kullanılan oylar ile yönetim kurulu aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde inşai nitelikle karar tesisini, yönetici ...'ın pay durumunun % 18'den % 41'e artışının ne şekilde olduğunun ve bu hususta usulsüzlük bulunup bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, davalı ...'ın ...'deki pay oranının % 18'den % 41'e artışının ne şekilde olduğunun ve bu hususta usulsüzlük bulunup bulunmadığının tespiti, var ise usulsüz payların terkini ile davacı ortaklara payları oranında dağıtılması veya mümkün değilse şirkete döndürülmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında davalı şirkete kayyım tayin edilmiştir. Asıl davada müdahil-birleşen davada davalı ..., davalı şirkete bu dava için kayyım tayini veya kayyım tayini istenmesi için yönetim kurulu üyelerinden birinin yetkili kılınması gerektiğini, kendisine husumet yönetilmediği halde aleyhine hüküm alınmaya çalışıldığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl davada müdahil-birleşen dosya davalısı ...'ın davalı şirkette gerçekte 17.843 paya sahip olması gerekirken görünen payının 20.403 olduğu, ...'ın 2.650 payının fazla olduğu, toplantının 1. maddesinde alınan kararın davacının iddiasının aksine sorumluluk davasının açılıp açılmamasının gündeme alınması olmayıp, yeni yönetim kurulu ve denetçi hususunda karar verilerek oylamanın yapılması ve seçimi talebi olduğu, bu talebin yapılan oylamada oyçokluğu ile gündeme alınmasının reddedildiği, davacıların divan başkanlığına vermiş olduğu talepte de sorumluluk davası açılması talebinde bulunulmadığından ve ayrıca bu madde ile ilgili davacılar tarafından herhangi bir muhalefet şerhi düşülmediğinden 1 nolu kararın iptali ile ilgili yasal koşulların oluşmadığı, iptali istenen 4. maddeye yönelik olarak da herhangi bir muhalefet şerhi ileri sürülmediğinden bu madde yönünden de iptal koşullarının oluşmadığı, davacıların genel kurul toplantı tutanağının 9. maddesinde 2000-2001-2002-2003 yıllarına ait yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporlarına muhalif olduklarını belirterek muhalefet şerhi düştükleri, bu muhalefet şerhleri göz önüne alındığında 5. maddenin yalnızca 2000-2001-2002 ve 2003 yıllarına ait faaliyet raporu ve yönetim kurulu ibrası yönünden iptalinin söz konusu olabileceği, 5. maddede 18/07/2003- 31/12/2003 dönemine ait yönetim kurulu ile 2000-2001-2002-2003 Ağustos dönemine ait denetim kurulu raporunun ve 18/07/2003-31/12/2003 dönemine ait denetim kurulunun oybirliği ile ibra edildiğinin belirtildiği, davacılar bu kararla ilgili hayır oyu kullanmadığından 5. maddenin bu bölümleri ile ilgili iptal talebi koşullarının oluşmadığı, ancak 5. madde ile ilgili yapılan oylamada ...'ın da lehte oy kullandığı, TTK'nın 374/2. maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin kendilerinin ve birbirlerinin ibralarına ilişkin kararlarda oy hakkına haiz olmadıkları, maddenin emredici nitelikte olduğu, ...'ın söz konusu oylamada oy kullanmaması gerekirken lehte oy kullandığı ve bu sebeple 5. maddenin 2000-2001-2002 ve 2003 yıllarına ait faaliyet raporu ve yönetim kurulu ibrasına ilişkin bölümünün iptalinin gerektiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin genel kurul toplantısında alınan 5 nolu karardaki 2000-2001-2002 ve 2003 yıllarına ait faaliyet raporu ve yönetim kurulunun ibrasına yönelik bölümün iptaline, şirket yöneticisi ...'ın pay adedinin 17.843 olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, birleşen davanın kabulü ile davalı ...'ın ... 'de 17.843 paya sahip olduğunun tespitine, davalının sahibi olduğu görülen 2.650 payın terkini ile söz konusu payların ... 'ye döndürülmesine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili ile asıl davada müdahil-birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekili ile asıl davada müdahil-birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Asıl davanın tespite ilişkin hükmü ile birleşen dava yönünden davacı tarafın iddiası ve hükme esas alınan bilirkişi raporundan sermaye artırımları sonucu yeni oluşan paylarda rüçhan hakkının ihlal edildiği belirtilerek davalı şirket ortağı ... tarafından fazla edinildiği kabul edilen 2.650 payın davalı şirkete döndürülmesine karar verilmiştir. Ancak, davacıların şirket ortağı olarak sermaye artırımları sonucu oluşan paylar yönünden kendi rüçhan haklarının ihlal edildiği iddiasıyla bu rüçhan haklarına bağlı kendilerinin edinebilmesi mümkün paylar yönünden bir eksiklik var ise, bunun tamamlanması amacıyla davalının sahip olduğu payların iptalini isteme hakları vardır. Bu itibarla, davacı tarafın bu konudaki iddiası açıklattırılıp bu iddia doğrultusunda tarafların delilleri toplanıp değerlendirilmek suretiyle sonuca varılması gerekirken mahkemece yazılı gerekçeyle, davalının sermaye artırımı sonucu rüçhan hakkını kullanarak edindiği tüm payların şirkete döndürülmesine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile asıl davada müdahil-birleşen davada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile asıl davada müdahil-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacılar ile asıl davada müdahil-birleşen davada davalıya iadesine, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.