MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 17/02/2012NUMARASI : 2010/171-2012/47Taraflar arasında görülen davada Karşıyaka 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/02/2012 tarih ve 2010/171-2012/47 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07/02/2014 günü hazır bulunan davalı I.Bank A.Ş. vekili Av. M. A. ., Av.F. E. ve Av. E.. Ç.. ile davacı vekili Av. M.. B.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin Çiğli A.O.S.B.'de "elektrik trafosu üretiminde" aralıksız 20 yılı aşkın süredir ticari faaliyetini sürdürdüğünü, elektrik trafosu imalatının hammaddesi olan "silisli sac" ürününü dış piyasalardan tedarik etmek zorunda bulunan müvekkili şirketin Estonya menşeli firma olan "R. Oy Estonia" ile silisli sac alımı konusunda anlaşma sağladığını ve "teyitli akreditif" ilişkisi kurulması konusunda mutabakata varıldığını, bundan sonra davalı O. A.Ş. ile müvekkili arasında 18.11.2005 tarihinde "akreditif şartnamesi" akdedildiğini, ne var ki akreditif ilişkisi sürecinde bankanın müvekkilini zarara uğrattığını, bu bağlamda 07.12.2005 tarihinde akreditif konusu mallar için taşıma sigortası düzenleyen "I. Insurance C. Ltd." firmasından doğrudan O. A.Ş. A.O.S.B. Şube Müdürlüğü'ne geçilen faks yazısında "sigorta poliçesinin bedelinin ödenmemesi sebebiyle poliçenin iptal edildiği"nin belirtildiğini; akreditif şartlarına göre malların 5 tonluk rulolar halinde olması gerektiği yolundaki akreditif şartının analiz raporunda çiğnendiğini, zira transformatör üreticilerinin sahip oldukları dilme makinelerinin maksimum 5 tonluk silisli sac rulolarının dilimleyecek şekilde imal edildiğini, analiz raporunda belirtilen 6 tonluk bir silisli sacın üretime tabi tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin ikazı üzerine davalı bankanın rulo ağırlığı konusundaki kayıtlardaki çelişkili durumu ve diğer vesaikte belirtilen konteyner sayıları ile konşimentoda belirtilen konteyner sayılarının birbirlerini tutmadığını ileri sürerek Estonya Bankası'na 07.12.2005 tarihinde saat 19:44’te rezerv bildiriminde bulunduğunu; muhabir Estonya Bankası'ndan O. A.Ş.'ne gönderilen yazıda, 08.12.2005 tarihinde R. Bankası nezdindeki O. A.Ş. hesabından ilgili mal bedeli çekilerek muhabir Estonya Bankası tarafından satıcıya ödendiğinin belirtildiğini, bu ödemeden sonra O. A.Ş.'nin 16.12.2005 tarihli ihtarname ile müvekkili şirketten akreditif bedeli olan 550.164,00 Euro'nun hesaplarına ödenmesi konusunda talimat verilmesini, aksi halde "genel kredi sözleşmesi" uyarınca 550.164,00 Euro tutarındaki miktarın kredi hesabından çekileceğinin bildirildiğini, bunun üzerine ihtirazi kayıt ile davacıya ait O. A.Ş. Çiğli A.O.S.B. Şubesi'nde bulunan ... nolu hesapta tutulan bu paradan çekilebileceğinin bildirildiğini ve bunun üzerine 550.164,00 Euro'nun müvekkili hesabından davalı banka tarafından çekildiğini, ancak henüz malların İzmir'e ya da Türkiye limanlarından birine gelmediğini, bu suretle davacı bankanın basiretli bir işadamı gibi hareket etmediğini; akreditif ilişkisi gereği vesaiki (çeki listesi ve koli ambalaj listesi, analiz sertifikası, konşimento, taşıma sigortası poliçesini) inceleme yükümlülüğü ve sorumluluğunu yerine getirmediğini bildirerek müvekkilinin uğradığı 920.864,50 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, banka şubesinin tüzel kişiliği bulunmadığından davacı tarafa süre verilerek husumetin doğru tevcih edilmesinin sağlanması, aksi halde davanın husumetten reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemesi olduğunu, öte yandan taraflar arasında akreditif ilişkisi kurulduğunu, davacının talebi üzerine düzenlenen akreditif metninin 18.11.2005 tarihinde davacı tarafça onaylandığını, aynı gün akreditifin Estonya'da mukim "Rosferrex Oy Estonia" firması lehine teyitli ve sight olmak üzere açıldığını, ihracatçının bankası akreditifte yine davacı talebi ile SEB EESTI UHISPANK ESTONİA (muhabir banka) olarak tespit edildiğini, muhabir banka SEB'in akreditife teyit eklemeyi kabul ettiğini ve 25.11.2005 tarihli swift mesajı ile teyidini bankaya ihbar ettiğini, bu mesajı müteakip SEB'in 01.12.2005 tarihli şifreli swift mesajı ile 550.164 Euro tutarındaki vesaikin kreditif lehdarı tarafından kendilerine teslim edildiğini, vesaikin akreditif şartlarına uygun olduğunu ve akreditif bedelini rambursmann bankadan 08.12.2005 valorü ile talep ettiklerini, ilgili mesajın müvekkili banka tarafından davacıya 02.12.2005 tarihinde bildirilerek hesabın müsait hale getirilmesinin istendiğini, vesaikin bankaya 05.12.2005 tarihinde akşam saatlerinde ulaştığını ve 06.12.2005 tarihinde incelemeye alındığını, inceleme sonucunda vesaik üzerinde herhangi bir aykırılık (rezerv) tespit edilmediğinin ve akreditife uygun olduğunun davacı tarafa bildirildiğini, ancak akreditife konu mal CIF teslim şekline göre yüklenmiş olup sigorta poliçesi tüm vesaik ile birlikte bankaya ulaşmışken, rambursmann gününden bir gün öncesi olan 07.12.2005 tarihinde davacı tarafın müşterisi olduğu davalı bankanın şubesine sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden akşam saat 16:42'de ilgili sigortanın priminin ödenmemesi nedeniyle iptal edildiğine dair bir faks ulaştığını, bu kez davacı firmanın ısrarları üzerine müvekkili bankanm rezerv bildirim işlemi ile eş zamanlı olarak 07.12.2005 tarihinde ödemenin durdurulabilmesini teminen rambursmann bankası A. Express Bank Frankfurt'da bir mesaj göndererek rambursmanın iptalini talep ettiğini, ödeme günü olan 08.12.2005 tarihinde rambursmann bankasından yetkinin iptal edilmediğine dair mesaj alındığını, teyit bankasının gönderdiği 14.12.2005 tarihli son mesaj ile de müvekkili banka tarafından iletilen aykırılıkların kabul edilemeyeceğinin, mal bedelinin tahsil edildiğinin ve dosyanın kapatıldığının bildirildiğini, olayda davacı şirketin cari ilişkisi olmayan bir firmaya "teyitli ve sight" bir akreditif açtırarak basiretsiz davrandığını, bu tür akreditifte müvekkili bankanın değil ihracatçının bankasının vesaiki inceleme yükümlülüğü bulunduğunu, teyit bankasının bu yükümlülüğünün akreditif bankasından tamamen bağımsız ve tâli olduğunu, müvekkili bankanın vesaiki makul derecede özen ile ve dış görünüşü itibariyle inceleme yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı tarafın haklarının gözetildiğini, akreditif vesaikinin rezervsiz olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, akreditif şartlarında her bobinin en fazla 5.000 kg olması gerektiğinin kararlaştırıldığı, analiz sertifikasında 13420 nolu bobinin ağırlığının 6.000 kg olarak belirtildiği, bankanın ICC 500 kuralları uyarınca belgelerin dış görünüşleri itibariyle makul özenle inceleme kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne 920.864,50 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dairemizin 2008/7103 E, 2010/3601 K sayılı ilamında da vurulandığı üzere MTO'nın 500 sayılı Yeknesak Teamüller ve Uygulamalar yayınına tabi tutulan tüm akreditifler açısından bu kurallar akreditif amiri (ithalatçı), akreditif lehdarı (ihracatçı), akreditif bankası ve teyit bankası için bağlayıcı sözleşme hükümleri niteliğini kazanır.Davacı ile davalı arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi'nin 21.1. maddesine göre davacı Eltaş A.Ş. açtırmayı istediği her akreditif için bankaya bir akreditif açtırma teklif mektubu verecektir. Anılan sözleşmenin 22.2. maddesine göre E. A.Ş. Bankaca yapılacak incelemenin münhasıran belgelere dayandırılacağını, 23.1. maddesinde akreditif şartlarına uygun bulunan belgelerin tutarlarını malların gelmesine bağlı olmaksızın bankaya ödeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir. Esasen bu düzenlemeler akreditifin akibetinin mallarla ilişkili olmayıp münhasıran vesaikle ilişkili olması nedeniyle akreditifin hukuki niteliğiyle de uyum içerisindedir. 500 sayılı Yeknesak Kuralların 3., 4. maddeleride bu hususları tekrarlamakla birlikte 13. maddesinde vesaikin incelenmesinde gözönünde tutulması gereken standart tarif edilmiştir.Dairemiz bozma ilamında açıkça " ...Akreditif şartlarında bobin ağırlığının 5 ton olarak gösterilmesine karşın diğer vesaik niteliğindeki Analiz Sertifikasında 2003411RSF sayılı bobinin 6 ton ağırlığında olmasının bir rezerv oluşturduğu kabul edilmiş ise de; teyit bankasınca davalı bankaya gönderilen 14.12.2005 tarihli mesajda akreditif gereklerine ve UCP 500 madde 21'e uygun bir analiz sertifikası ibraz edildiği, bu sertifikada verilen ağırlıkların analiz sertifikasında bobin ağırlıkları olarak sınıflandırılmadığı, dolayısıyla akreditifte veya diğer belgelerde verilen beyanlarla çelişen her hangi bir beyanın olmadığı, matematiksel hesaplamaların bankaların sorumluluğunda olmadığı belirtilmiş, sözkonusu belgede yapılan incelemede belgenin "Konum No", "Seri", "Miktar", "Ağırlık" başlıkları altında düzenlendiği, "Seri" başlığı altındaki tüm numaraların 2003411RSF koduyla işaretlendiği, dolayısıyla bu numaranın bobin numarasına işaret etmediği anlaşılmakta olup mahkemenin bu yöndeki kabulünde de gösterilen gerekçe itibarıyla isabet bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece söz konusu analiz sertifikasında yer alan verilerin akreditife konu malın bobin ağırlığına mı, yoksa belirtilen ağırlıkların üretim seri numarası ağırlığına mı işaret ettiğinin gerekirse bu konuda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle belirlenmesi ve şayet belgedeki ağırlık dökümü rulo veya bobinlerle ilişkilendirilmemiş ise diğer belgelere ters düşen bir içerik veya uyumsuzluktan söz edilmeyeceğinden ICC 500 kurallarının 21. maddesine göre söz konusu belgenin ibraz edildiği şekilde kabul edilmesi gereken diğer vesaik niteliğinde olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı değerlendirmelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış ..."denildiğinden mahkemece bozmaya uyulmakla artık uyuşmazlığın salt analiz sertifikasında yer alan rakamların neyi ifade ettiğinin 500 sayılı Yeknesak Kuralların 13. maddesine uygun olarak yapılacak inceleme ile belirlenmesine ve bu belirlemenin 500 sayılı Yeknesak Kuralların 21. maddesine göre taşıma belgesi,sigorta belgesi ve faturalar dışında kalan analiz sertifikasının ibraz edildiği biçimde bankaca kabul edilip edilmemesi gerektiğinin tespitinde yatmaktadır.Mahkemece bozma sonrası alınan 20.12.2010 tarihli bilirkişi raporunda incelemeye esas olarak akreditif açtırma başvuru formunda malın tanımı açıklamasında bobinlerin en fazla ağırlığının 5.000 kg olacağının belirtildiği bu tanımlamaya göre bobinlerin ağırlığının 5.000 kg’dan az ancak fazla olamayacağı analiz sertifikasında 13420 nolu bobinin ağırlığının akreditif şartlarına uymadığı gerekçesiyle davalı banka kusurlu bulunmuş ise de, incelemenin akreditif açtırma başvuru formuna göre yapılması hatalı olmuştur. Şöyle ki, akreditif açtırma mektubu davalı bankaya sunulan bir teklif olup nihai metin değildir, akreditif metninde ise "Max" ibaresi bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı tarafından kendileri tarafından sunulan ve kabul edilen şartın maksimum 5.000 kg ibaresini taşıdığı, bu şartın yer almadığı 17.11.2005 tarihli akreditif değişiklik metninin kendilerince imzalanmadığı belirtilmiş ise de söz konusu beyan akreditif uygulaması ile bağdaşmadığı gibi söz konusu metin küşat mektubu olarak 21.11.2006 tarihli bilirkişi raporunda değerlendirilmiş ve söz konusu rapor davacı tarafından kabul görmüştür. Yine hükme dayanak alınan bilirkişi raporunun 7. sayfasında analiz raporunun "...ağırlık sütununda ise 200341İRSF seri nosu ile üretilen ve davacı şirkete satılan bobinlerin her birisinin ağırlığı belirtilmektedir. Aksi takdirde analiz sertifikasında belirtilen ağırlığın her bir bobinin ağırlığı olmadığı başka bir şeyin ağırlığı ise neyin ağırlığı olabileceği açıklanmalıdır." denilmek suretiyle esasen bilirkişilerin tahmine dayalı bir belirleme yapmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut teyit bankasının 14.12.2005 tarihli mesajında analiz sertifikasında verilen ağırlıkların bobin ağırlıkları olarak sınırlandırılmadığı belirtildiği gibi, 07.03.2007 tarihli Milletlerarası Ticaret Odası Türkiye Milli Komitesi yazıları içeriğinde de mal tanımında yer alan ağırlık şartının her bir rulonun 5000 kg sabit ağırlıkta olması gerektiği anlamına gelmediği, söz konusu sertifika da ağırlıkların rulo ağırlığı referansı altında yapılmamış olduğu belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda bu metinlerin içeriği tartışılmadığı gibi uyuşmazlığı çözecek net belirlemeler de taşımadığı anlaşılmaktadır. Esasen bilirkişilerin de bu hususta yeterli nitelikte olduklarından da söz edilemez şöyle ki; 500 sayılı Yeknesak Kuralların "Vesaik İncelenmesine İlişkin Standart" başlığını taşıyan 13/a maddesinde vesaikin dış görünüşleriyle akreditif şartlarına uygunluğunun bu maddelerde yansıtılan uluslararası standart bankacılık uygulaması (pratiği) ile belirleneceği belirtilmiş olup bu incelemenin ise akreditif konusunda uzman bankacılarca yapılabileceği açıktır. Bu durumda mahkemece yazılı şekilde noksan ve hatalı incelemeye dayalı bilirkişi rapor ve ek raporuna dayalı olarak verilen karar doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.