MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/06/2014 tarih ve 2011/479-2014/192 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12/01/2016 günü hazır bulunan davacı asil ... ve vekili Av. ..., davalı ... A.Ş. vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'nın ... Şubesi'nde 15.06.2001 tarihinde hesap açtırarak 3 ay vadeli 228.679 USD yatırdığını, müvekkiline ıslak imzalı hesap cüzdanı verildiğini, davalı bankanın .... Şubesi'nin kapatılmasından sonra hesabın davalı bankanın ... Şubesi'ne aktarıldığını, ... Şubesi'ndeki hesabın 3 aylık vade ve faiz uygulanmak suretiyle 247,540 USD'ye ulaştığını, ...'nın 14.08.2002 tarihinde tasfiye kararının ticaret siciline tescil ve ilan edildiğini, tasfiye kararı verildikten sonra bankada hesabı bulunanlara bildirim yapılması gerektiği halde müvekkiline bildirim yapılmadığını, müvekkilinin 21.05.2004 tarihinde bankaya yazılı olarak başvurup hesabı hakkında bilgi istemesine rağmen açıklama yapılmadığını, daha sonra da bankada böyle bir hesabın bulunmadığının bildirildiğini, müvekkilinin elindeki hesap cüzdanının bankada açtırdığı hesabı ve bu hesaba yatırdığı parayı kanıtladığını ileri sürerek, 275.212,88 TL'nin faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, davacının 82 yaşında olduğunu, söz konusu hesap cüzdanının davacıya ait olmadığını, menfaat temini amacıyla böyle bir hesap cüzdanı üretildiğini, dava konusu hesabın hesap hareketlerinin incelenmesinde 15.06.2001 tarihinde saat 12.45'de USD hesabı açıldığı, 12.46'da sehven yattığı belirtilerek hesabın kapatıldığı, bir dakika ara ile açılıp kapanan hesabın gerçek bir hesap ve verilen hesap cüzdanının da gerçek bir hesap cüzdanı olmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan hesap ekstresinin ... Şubesi'ne ait olduğunu, davacının kapanan Ticaret Bankası .... Şube müdürü ...'ün dayısı olduğunu, ...'ün zimmet suçundan yargılanıp ceza aldığını, ...'ün 31.10.2001 tarihinde ... Şubesi'nde göreve başladığını, oysa ... Şubesi'ne ait ekstrede vade başlangıç tarihinin 13.03.2001 tarihi olarak gösterildiğini, bu nedenle bu belgenin de sahte olarak üretildiğini, bankacılıkta iki farklı şubenin aynı seri numaralı hesap cüzdanı kullanmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ... vekili, husumetten ve esastan davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 15.06.2001 tarihinde açılan ve hesap cüzdanı aslı bulunan hesaptaki paranın davacı tarafça hesabın açıldığı tarihte nakit olarak bankaya yatırıldığına dair dekontun davacının elinde bulunmadığı, davalı Banka'da hesabın açılmasına dair kasa fişlerinin de olmadığı, işlemi yapan şef .....'ın ve zimmet suçundan yargılanıp ceza alan banka müdürü ...'ün beyanlarından, banka müdürü ...'ün şef ...'a para geleceğini söyleyerek bu hesabın açılmasını sağladığı, daha sonra da paranın gelmediğini beyan ederek hesabın bir dakika sonra sehven açıldığı gerekçesiyle kapatıldığı hususlarının sabit olduğu, davacı taraf elinde hesap cüzdanı bulunduğunu, bunun da parayı yatırdığına delil teşkil ettiğini, ayrıca dekont aranmayacağını belirtmiş ise de davacının para yatırdığına ilişkin banka kayıtlarında kasa girişinin olmadığı, sadece hesap cüzdanının verilmesinin paranın bankaya yattığı anlamını taşımayacağı, dava konusu hesabın gerek davacının başka hesaplarıyla gerekse aile bireylerinin hesaplarıyla herhangi bir bağlantısının bulunmadığı, bu nedenle hesaptaki paranın ne şekilde yatırıldığı, hesabın ne şekilde oluşturulduğunun açıklanamadığı, bankanın 09.06.2004 tarihli yazısında davacının dilekçesi üzerine hesabın araştırıldığı ve bakiyesinin 1,03 USD olduğu belirtilmiş ise de mahkemece bankaya yazılan yazı üzerine verilen cevapta, 1,03 USD olarak belirtilen hesabının aslında ... nolu hesap olduğu, sehven davacının .... nolu hesabına aitmiş gibi bildirildiği belirtildiğinden dava konusu hesapta herhangi bir işlem yapılmadığı, söz konusu yazının dava konusu hesaba değil, davacının diğer hesabına ait olduğu göz önüne alınarak davalı Banka'nın kasasına girişi olmayan bir para nedeniyle sorumluluğunun söz konusu olamayacağı, banka müdürü ... zimmet suçundan yargılanmış ve ceza almış ise de bu kişinin ceza almasına neden olan eylemler arasında davacının mevduatının yer almadığı, dava konusu hesabın açılış tarihi 15.06.2001 tarihi olup ... Şubesi'nce verildiği belirtilen belgede hesabın açılış tarihinin 13.03.2001 tarihi olduğu, bu tarihin .... Şubesi'nde açılan hesap tarihinden daha önce olması nedeni ile dava konusu .... Şubesi'nde açılan hesabın davacının beyan ettiği gibi şubenin kapatılmasından sonra ... Şubesi'ne aktarıldığı iddiasının gerçek olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı vekili müvekkilinin davalı bankanın .... Şubesi'nde 15.06.2001 tarihinde hesap açtırarak 228.679 USD yatırdığını, kendisine usulünce düzenlenmiş banka yetkililerinin imzasını taşıyan hesap cüzdanı verildiğini iddia ederek hesap cüzdanı aslını mahkemeye ibraz etmiştir.Dairemiz uygulamalarında (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2003/4649E-2003/11525K. sayılı ilamı) “...Usulünce düzenlenmiş ve banka yetkilisinin imzasını taşıyan hesap cüzdanının müşterinin banka nezdindeki mevduatını kanıtlayıcı bir belge niteliğinde olduğu, Bankanın, hesap cüzdanındaki mevduat miktarınca müşteriye karşı borçlu olup bunu kanun ve sözleşme hükümlerine göre geri ödemekle yükümlü bulunduğu” kabul edildiği gibi öğretide de “Yetkili banka personelinin imzaladığı hesap cüzdanındaki yazılı miktar, banka kayıtlarında yer almasa veya banka kayıtları ile uyuşmasa dahi banka bu miktarı hesap sahibine ödemek zorundadır. Meğer ki banka hesap cüzadanındaki meblağın hataen yazıldığını ispat etsin” (Prof. Dr. Seza Reisoğlu, Bankacılık Kanunu Şerhi, Cilt 1, Ankara-2015, syf.1227) görüşü benimsenmiştir.Somut uyuşmalıkta davacı adına düzenlenen ve çift personel imzasını taşıyan hesap cüzdanının sahte olduğu, davacının bu sahteciliğe iştirak ettiği kanıtlanmamıştır. Her ne kadar davalı banka vekili, dava konusu hesap hareketlerinin incelenmesinde 15.06.2001 tarihinde saat 12.45'de USD hesabı olarak açıldığını, 12.46'da “sehven yattığı” belirtilerek hesabın kapatıldığını, bir dakika ara ile açılıp kapanan hesabın gerçek bir hesap ve verilen hesap cüzdanının da gerçek bir hesap cüzdanı olmadığını, para yatırma dekontu da bulunmadığını savunarak bankanın iç yazışma ve belgelerine dayanmış, davalı banka müfettişince hazırlanan teftiş raporunda da “...15.06.2001 tarihinde .... nolu fişle saat 12.45'de şef ... tarafından 228.679 USD'lik vadesiz hesap açıldığı, .... nolu fişle aynı personel tarafından 12.46'da aynı tutarın “sehven yattığı” yazılarak kapatıldığının görüldüğü, 15.06.2001 tarihine ait günlük fişler listesi arşivden getirtildiğinde ... ve ... nolu fişlerin klasörde bulunmadığı, hesap açma-kapama işlemlerini yürüten pesonelin siciline ve işlemin saatine ancak riskli işlemler kontrol listesinden ulaşılabildiği, ilgili personel ...'ın ifadesine göre de hesabın banka müdürü ...'ün talimatı ile açılıp sonra kaptıldığı, fişleri de müdürün masasına bıraktığı yönündeki beyanından 15.06.2011 tarihli günlük fişler klasöründe atlayan fişlerin dip koçanında yırtılmış kağıt parçalarına rastlanmasının bu fişlerin bu klasöre hiç takılmadığı şeklinde tespit yapıldığını...” belirtmiş ise de Yargıtay HGK'nun 14.06.1995/11-425-616 E. K. sayılı ilamında kabul edildiği üzere “gerek hesap kartonu gerekse tahsilat fişi serviste hazırlanan ve bankanın kendi iç muamelatını ilgilendiren belgelerden olup bunun doğrudan müşteri ile ilgisi ve irtibatı bulunmamaktadır”.Bankalar, mülga Borçlar Kanunu'nun 99/2. maddesi uyarınca hafif kusurlarından bile sorumlu olup, çalışanı tarafından verilen zarardan dolayı müşterilerine karşı yine mülga Borçlar Kanunu'nun 100. maddesi uyarınca sorumludur. Bu durum karşısında, davacı taraf davalı Banka yetkilisinin imzasını taşıyan dosya arasında bulunan hesap cüzdanı aslına dayalı olarak dava açmış olup, mahkemenin kabulünün aksine davalı banka, hesap cüzdanını hükümden düşüren bir olgunun varlığını kanıtlayamadığından mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar da nazara alınmak suretiyle somut uyuşmalıkta ispat yükünün davalı bankada olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirilmeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2- Ayrıca davacıya, davalı ...'ye hangi hukuki sebebe dayalı olarak dava açıldığı açıklattırılıp ...'nin sorumluğunun buna göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus açıklattırılmadan ve karar yerinde ...'nin sorumluluğu hiç tartışılmadan davanın esastan reddedilmesi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenle resen bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın resen BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.