Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3141 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12142 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2012/807-2013/397Taraflar arasında görülen davada Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/05/2013 tarih ve 2012/807-2013/397 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalılardan İ.. S..'ın bankadan işletme kredileri kullandığını, diğer davalıların da müşterek-müteselsil borçlu bulunduklarını ve imza attıklarını, bu kredinin borcunun ödenmediğini, temerrüt oluştuğunu, noterden ihtar gönderdiklerini, hesabın katedildiğini, davalıların yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini, kredinin ana borcunun faizi ve masrafları ile birlikte toplam 17.253,51 TL olduğunu ileri sürerek, bu alacağın işletilecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar Bediri ve İ.. S.., davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.Davalı İ.. Y..’ın davaya katılımı sağlanamamıştır.Mahkemece, tüm dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, davacıya verilen bir haftalık kesin süre içerisinde davalı İ.. Y..'ın açık adresini bildirmediğinden ve eksiklik tamamlanmadığından HMK’nın 119. maddesinin 2. fıkrası gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Mahkemece, HMK’nın 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde davalının adresinin bildirilmemesi veya eksik olması halinde bu hüküm uygulanacağı, oysa dava dilekçesinde HMK’nın 119/1-b maddesine aykırı bir eksiklik bulunmadığından mahkemece verilen karar doğru olmadığı gibi, kabule göre de diğer davalılara tebligat yapıldığı halde tebligat yapılan davalılar hakkındaki davanın da açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece davalı İ. Y.’ın adresinin tespiti için çeşitli kurumlara müzekkereler gönderildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Adreste bulunmama halinde adresin nasıl araştırılacağı ve tebligatın ne şekilde yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda düzenlenmiş olup, buna göre taraf teşkili sağlanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.