MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2012/332-2013/172Taraflar arasında görülen davada İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09.05.2013 tarih ve 2012/332-2013/172 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı H. Denizcilik Ltd. Şti. ile müvekkili arasında 08.06.2012 tarihli KAPTAN S. isimli Türk bayraklı ... IMO numaralı geminin CIF Aliağa alım satım hususunda anlaştıklarını, geminin satış bedeli olan 290.000,00 USD gemi üzerinde ipoteği bulunan ve sözleşme hükümlerince de kabul edilmiş olan G. Finansal Kiralama A.Ş. hesabına müvekkili firma tarafından 12.06.2012 tarihinde yatırıldığını, 14.06.2012 tarihinde H.l Denizcilik Ltd. Şti. ortağı olduklarını belirten K. B. H., A. H. ve M. H.l isimli kişilerin Aliağa Liman Başkanlığı’na yazdıkları dilekçe ile şirketi temsil ile yetkili olan T. V.’ı Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/286 Esas sayılı dosyası ile azlettikleri ve şirketin kayyuma devredildiğini, geminin hurdaya satışına muvafakat etmediklerini, bu yönde alınmış kararların sahte olduğunu beyan ettiklerini, ayrıca 15.06.2012 tarihli mahkemenin ara kararı ile T. V.’ın tüm yetkilerinin kısıtlanarak şirket işlerini denetim kayyumu İ. H.T.’ın onayına sunulduğu, durumun Gemi Sicil Müdürlüğü’ne bildirildiği, T. V.’ın kötü niyetle hareket ederek müvekkili şirketi zarara soktuğunu, Tunç Vardar’ın kayyum onayı olmadan bu gemiyi satamayacağını, sözleşmenin başlangıçtan itibaren batıl olduğunu, davalıya Aliağa 1. Noterliği'nden 29.06.2012 tarihinde ihtarname gönderildiğini, Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/161 D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, günlük 130,78 TL zarara uğradıklarını, geminin haksız olarak söküldüğü gerekçesi ile davalının da tespit yaptırdığını, öncelikle geminin 3. şahıslara satışının engellenmesi için gemi üzerine teminatsız tedbir konulmasını, müvekkilinin gemiyi sahasına vurdurma tarihi olan 12.06.2012 tarihinden dava tarihi olan 28.11.2012 tarihine kadar şimdilik 21.971,04 TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şu an için toplam 50.000,00 TL iş-güç kaybı ve geminin işgal ettiği alandan ayrılması tarihine kadar zarar ve kazanç kaybının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, davacı tarafın gerekli araştırmayı yapmaksızın davalı şirketin yöneticisi olmayan kişi ile satım sözleşmesi yapmasının kendi kusuru olduğu, sözleşmede yer alan satıcı tarafından geminin alıcıya satılacağına ilişkin noter tasdikli yönetim kurulu kararının da incelenmesi, gerçek olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, satım sözleşmesini yapan T. V.’ın yetkisi olmaksızın davalı şirket adına bu sözleşmeyi yapamayacağından ve davanın T. V.’a karşı açılması gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir2- Dava, geçersiz gemi satım sözleşmesine dayanarak satın alınan gemi nedeniyle davacının uğramış olduğu zararların tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin davalının yetkili temsilcisi ile yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunun belirlenmesi üzerine davacının ödemiş olduğu bedel davacıya iade edilmiştir. Ayrıca davacı tarafından Aliağa 1. Noterliği aracılığıyla keşide edilen 29/06/2012 tarih ve 09180 sayılı ihtarname ile, batıl sözleşme nedeniyle haksız işgalin sona erdirilmesi talebinde bulunulmuştur. Mahkemece geçersiz sözleşme uyarınca dava konusu gemiyi davacının sahasından kaldırma konusunda davalının hangi tarihte temerrüde düştüğü belirlenerek, davalının o tarihten itibaren haksız işgalde bulunduğu benimsenerek, davacı vekilinin taleplerinin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.