Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3128 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17449 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/05/2014 tarih ve 2013/154-2014/142 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin kurucu ortağı olan müvekkilinin, davalı şirketin genel kurul toplantılarında alınan dürüstlük kuralına aykırı kararlarla zarara uğratıldığını, 16/11/2012 tarihli sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının emredici hukuk kurallarına, azlık haklarına ve dürüstlük kurallarına aykırı bir şekilde alındığını, bu nedenle butlanla sakat olduğunu, 14/06/2013 tarihli birleşmeye ilişkin genel kurul kararının da emredici hukuk kurallarına, azlık haklarına ve dürüstlük kurallarına aykırı bir şekilde alındığından iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek 16/11/2012 tarihli sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının butlan ile sakat olup, yok hükmünde olduğunun tespitine, 14/06/2013 tarihli birleşmeye ilişkin genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davanın hukuksal dayanaktan yoksun olması nedeniyle esastan da reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, özel hastane işleten davalı şirketin sermaye arttırımı için bakanlık izni alması gerekmediği, sermaye arttırım kararının TTK'nın 447. maddesi anlamında butlanını gerektiren bir durumun olmadığı, dolayısıyla 16/11/2012 tarihli karara yönelik davacı taleplerinin yerinde bulunmadığı, ancak 14/06/2013 tarihli genel kurulda, davalı şirketin, hakim ortağı olan şirkete tasfiyesiz infisah yoluyla aktif ve pasifiyle devir olunarak birleşmesine karar verildiği, ancak buna dair birleşme sözleşmesi TTK'nın 145. maddesine göre genel kurul tarafından onaylanmış ise de, 147. maddeye göre, birleşen şirketlerin yönetim kurullarınca hazırlanması gereken birleşme raporunun hazırlanmadığı ve 149. maddesiye göre, birleşme sözleşmesi ve raporu ile son üç yılın yıl sonu finansal tablolarını genel kurul kararından önceki otuz gün içerisinde hazır bulundurulmadığı, bu haliyle birleşme kararının TTK'nın 147. ve 149. maddelerine uygun olarak alınmadığı gerekçeleriyle, 16/11/2012 tarihli genel kuruluna karşı açılan davanın reddine, 14/06/2013 tarihli davalı şirketçe alınan genel kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.Kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, davalı şirketin genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile davalı şirketin 14/06/2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararın iptaline karar verilmiştir. Ancak davacının, somut olay bakımından iptal davası açılabilmesi için, olumsuz oy kullanılması tek başına yeterli olmayıp, muhalefetinin tutanağa geçirilmesi veya bu hususta ayrı bir dilekçe verilmesi gerekir. Toplantı tutanağının incelenmesinde, davacının görüşmeler sırasında öneriye katılmadığı ve olumsuz oy kullandığı anlaşılmakla birlikte, muhalefet şerhi veya bu konuda ayrı bir dilekçe verdiği dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davacının muhalefetinin bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe hüküm kurulması doğru olmamış hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. 3- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.