MAHKEMESİ : ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/02/2014 tarih ve 2013/197-2014/42 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı .... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin Tasfiye Halindeki ... aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/27871 Esas sayılı dosyasında vekalet hizmetinden kaynaklı alacak nedeniyle icra takibi yaptığını, 2008 yılında tahakkuk eden 44.604,00 TL vekalet ücreti aslının işlemiş faiziyle birlikte 94.164,00 TL'ye ulaştığını, bu bedelin ödenmesi için tasfiye edilen şirkete ihtarname gönderdiğini, buna rağmen ücretin ödenmediğini, bunun üzerine icra takibine başlanıldığını, dava konusu alacağın tasfiye sürecinde şirket müdürü, tasfiye memuru tarafından bilinmesine karşın tasfiye işlemlerinin kötü niyetli olarak devam ettirilip müvekkilinin alacağı ödenmeden şirketin tasfiyesinin tamamlanarak terkin ettirildiğini, bu nedenle alacağın tahsiline yönelik bu davanın açıldığını ileri sürerek Tasfiye Halindeki ...'nin TTK'nın 303. maddesi uyarınca ihyasına, ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/27871 Esas sayılı dosya alacağının tahsilinin imkansızlaşması ve tasfiye işlemlerinde borç olarak yer almaması nedeniyle dosyada kapak hesabı olarak belirtilen 71.752,00 TL maddi tazminat ile kötü niyetli eylemler nedeniyle uğranılan zarara binaen 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memuruna ait olduğunu, müvekkilinin açılan davada yasıl hasım olarak yer aldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı .... vekili, şirketin usulüne uygun tasfiye edildiğini, davacı tarafından alacak istemiyle tasfiye edilen şirkete yönelik tebliğ edilmiş bir ihtarname ve ödeme emrinin bulunmadığını, davacının alacağının olmadığını, şirketin ruhsat alamamadan kaynaklı tasfiye edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının takip konusu alacağının varlığını ispat ve temin amacıyla tasfiye edilip sicilden terkin edilen Tasfiye Halindeki .... şirketinin yeniden ihyası istemiyle dava açtığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olduğu ve kusurunun bulunmadığı, bu nedenle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, diğer davalı şirket yönünden açılan davanın husumetten reddinin gerektiği, alacağın esasına ilişkin talep ve itirazların bu davada görülemeyeceği gerekçesiyle ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/27871 Esas sayılı dosyasında yürütülen takiple sınırlı olmak üzere .... Ticaret Sicil Memurluğunun 532388 sicil nosunda kayıtlı iken 20.7.2012 tarihinde terkin olan Tasfiye Halindeki ...'nin yeniden ihyasına, şirketin terkin olması nedeniyle şirket aleyhine açılan davanın husumetten reddine, Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine masraf ve vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, davacının tazminat talebinin şirketin ihyası işlemleri sonrasında talep konusu edilebileceğinden reddine karar verilmiştirKararı, davacı vekili ve davalı .... vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı tasfiye memuru vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547/2'inci maddesi gereğince mahkemece, ihya (yeniden tescil) isteminin kabulüne karar verilmesi halinde, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekirken bu hususlarda olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin, sadece şirketin ihyasına karar verilmesiyle yetinilmesi doğru olmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir.3-Davacı vekili, davalı şirketin ihyası yanında davalı şirketten alacağını tahsil edememesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Bu talepler ayrıca nispi harca tabi olup ihya davasıyla birlikte görülecek türden değildir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere bu taleplerin şirketin ihyası halinde ileri sürülebileği gözetilerek tazminat taleplerine ilişkin davanın bu davadan tefrikine karar verilmesi yerine kesin hüküm oluşturacak biçimde reddine karar verilmesi de bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı tasfiye memuru vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı veklinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı tasfiye memurundan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.