Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17940 - Esas Yıl 2013





Nevşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/08/2013 tarih ve 2012/113-2013/128 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını ileri sürerek verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz talep alacaklı vekili, itirazın yerinde olmadığını savunarak reddini istemiştir. Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca İİK'nın 257 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati haciz taleplerinde görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirleneceği, HMK'nın 316/1-C maddesinde basit yargılama usulüne tabi bir iş olarak düzenlenen ve HMK'daki bu açık hüküm sebebi ile HMK'nın 4/Ç bendi kapsamında nitelindirilmesi gereken bu ihtiyati hacze itiraz taleplerinde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna dair açık bir düzenlemenin bulunmadığı, basit yargılama usulüne tabi olan dava ve işlerde genel görevli mahkeme olan sulh hukuk mahkemesinin ihtiyati haciz talebine ilişkin işlerde de görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın asıl ve yetkili Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Temyiz olunana karar ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. HMK’nın 316/1-c maddesi uyarınca ihtiyati haciz istemlerinin incelenmesi basit yargılama usulüne tabi ise de, aynı kanun maddesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, basit yargılama usulü sadece ve münhasıran sulh hukuk mahkemesinde değil asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına giren pek çok dava ve iş bakımından da uygulanan bir yargılama usulü niteliğindedir. Öte yandan, ihtiyati haciz istemi, mahiyeti gereği, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde belirtildiği üzere gerek istemde bulunanın ve gerekse de aleyhine istemde bulunulanın mal varlığı haklarına ilişkin bir “iş” niteliğinde olup aksine bir düzenleme söz konusu olmadığı için bu işler bakımından asıl görevli mahkeme asliye hukuk ve/veya işin mahiyetine göre asliye ticaret mahkemesidir. Bu durumda, açık yasa hükümlerine karşın, yerel mahkemece istemin görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan ötürü reddedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, ihtiyati hacize itiraz eden (borçlu) vekilinin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.