MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.03.2014 tarih ve 2012/92 - 2014/54 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin "..." ibareli markalarının olduğunu, davalılardan ... ve ...'nun, müvekkilinden izin alınmaksızın diğer davalı şirketi kurduklarını, davalıların izinsiz olarak üretip piyasaya sürdükleri ürünlerin üzerinde müvekkiline ait ... markasının aynen kullanıldığını, farklı bir markaymış gibi ... ibaresinin yanına çok küçük boyutlarda ''...'' yazısının eklendiğini, davalıların eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasını, davalıların satışa sundukları taklit ürünlerin satışının ve üretiminin engellenmesini, tecavüzün giderilmesini, marka hakkına tecavüzde kullanılan ürünler ile bu ürünlerin üretildiği her türlü aletlere el konulmasını ve imhasını, 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, tescilli ticaret unvanının marka hakkını ihlal etmeyeceğini, davacının unvanın da ''...'' ibaresi bulunmadığını, müvekkilinin ''...'' markası altında üretiminin olmadığını, müvekkili firmanın kuruluşundan beri pasif olduğunu ve ticari faaliyetinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ''...'' şekil markasının sigara kağıdı emtiasında da tescilli olduğu, davalı yanın bu markayı sigara kağıdı emtiasında 25/06/2013 tarihinde düzenlenen tutanakta belirtildiği üzere kullandığı, ticaret unvanında ''...'' ibaresinin tescilli olmasının markaya tecavüze engel olamayacağı ve dolayısı ile davalı fiilinin markaya tecavüz teşkil ettiği, davalının tecavüzlü markayı kullanmak suretiyle gelir elde etmediği ve zararda olduğu, tecavüzlü ürünlerin üretildiği makineler ile ilgili davacı yanca delil sunulmadığı, markaya tecavüz fiilinden dolayı davalı tüzel kişinin sorumlu olduğu, tüzelkişinin çalışanları veya tüzelkişi olarak gerçekleştirdiği haksız fiilden organların doğrudan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davalı şirketin davacı yanın "...+Şekil" ibareli markasına tecavüzün tespiti ile ref'ine, davalının ... markasının içeren ürün üretiminin, satışının, ithalinin engellenmesine, bu markayı taşıyan ürün var ise toplatılmasına, ürünler üzerindeki marka silinebiliyorsa silinmek suretiyle tecavüzün giderilmesine, aksi halde masrafı davalıdan tahsil edilmek suretiyle imhasına, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, maddi tazminat talebinin ve ürünlerin üretildiği makinelere el koyma talebinin reddine, hükmün ilanına, diğer davalılar hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının davalı şirketin ticaret unvanının terkinini talep etmemiş olmasına göre, davacı vekilinin ticaret unvanının terkinine ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.2-Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve maddi, manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davalı şirket hakkında düzenlenen 26/06/2013 tarihli tutanağa göre davalının davacıya ait markayı kullandığı ve davalı fiilinin markaya tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyada mevcut 26.05.2013 tarihli Arama-El Koyma Tutanağında, davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde yapılan aramada müşteki firmaya ait herhangi bir ürüne rastlanmadığı ve binanın boş olduğu belirtilmiştir. Yine 26.06.2013 tarihli Arama-El Koyma Tutanağında, ''... Mahallesi, .... Caddesi, No:...'' adresinde yapılan aramada ''...'' markalı 307 adet kutunun ele geçirildiği ve yediemin olarak işyeri ilgilisi ...'na teslim edildiği belirtilmiştir. Davalı şirket vekili savunmasında, 26/06/2013 tarihli tutanağın müvekkili şirket ile hiçbir ilgisi olmadığını savunmuştur. Mahkemece, dava tarihinden sonra davalı şirket hakkında tutulduğu kabul edilen 26.06.2013 tarihli tutanak hükme esas alınarak karar verilmişse de; davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde yapılan aramada herhangi bir ürünün ele geçirilmediği, taklit ürünlerin ele geçirildiği iş yeri adresinin davalı şirket ile ilgisi ve irtibatının tespit edilemediği nazara alınmadan, yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir. 3-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacı ve davalı şirket vekiline iadesine, 06.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.