Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2964 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8034 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada.... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10.07.2014 tarih ve 2014/68-2014/195 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin de aralarında bulunduğu...Grubu tarafından başta.... olmak üzere birçok ülkede yatırılan paraların istendiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği garantileri ile bir banka gibi davranılmak suretiyle binlerce Türk vatandaşından mevduat topladığını, yürütülen yasadışı faaliyetler nedeniyle ... tarafından şirket yetkilileri hakkında mağdurlar tarafından suç duyurularında bulunulduğunu, haklarında dava açıldığını, müvekkilinden de bu vaatle bilirkişi incelemesi ile net rakama kavuşacak olan 80.988 DM (40.494 Euro) karşılığı 97.195 TL nin tahsil edildiğini ileri sürerek, geçerli bir ortaklık ilişkisinin olmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL'nin ödenme tarihinden itibaren yürütülecek devlet bankalarının Euro cinsinden bir yıl vadeli mevduat cinsine uyguladığı faiz oranları üzerinden yürütülecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili, HMK 109. maddesinin 2. fıkrasında "talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı" hükmüne haiz olduğunu, davacının alacağının miktarını açıklamak zorunda olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında iddia edildiği gibi davalıyı borç altına sokacak herhangi bir hukuki işlemin bulunmadığını, iddiaların soyut ve gerçeğe aykırı olduğunu, iddiaların yazılı belge ile ispatlanmasının gerektiğini, tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, somut olayda, talep konusunun miktarı açıkça belli olup, davacının 20.000 TL üzerinden kısmi dava açmakta hukuki yararı olmadığı, hukuki yarar; dava açıldığı anda var olmadığından, sonradan harcın tamamlatılması suretiyle bu eksikliğin giderilemeyeceği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.