Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2959 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15067 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 27/09/2012NUMARASI : 2009/551-2012/755Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 27/09/2012 tarih ve 2009/551-2012/755 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkil banka tarafından davalı A.. A..’ye 13.11.1998 tarihli kredi sözleşmesiyle 2.500,00 TL’lik kredi açıldığını, diğer davalılar F.. Y.. ve E.. K..’ın söz konusu kredili mevduat hesabı kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak borcu teminat altına aldıklarını, söz konusu kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı borçlulara ihtarname gönderilip, kredi borcunun faiz ve fer’ileriyle birlikte ödenmesini talep ettiklerini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, iddia ederek 2.514,57 TL ana para, 40.727,86 TL faiz, 2.036,39 TL BSMV olmak üzere toplam 45.278,82 TL tutarındaki alacağın %153 faiz ve BSMV ile birlikte davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ercan vekili, davaya konu alaca??ın zamanaşımına uğradığını, davada hukuki yararın olmadığını ve derdestlik itirazının olduğunu, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar ise usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; iddia, savunmalar ve dosya kapsamına göre, davalının davacı ile Kredili Mevduat Hesabı Kredi Sözleşmesi imzalamadığı, sözleşmedeki imzanın davalı asil borçlu A. K. (A.)'nin eli mahsulü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, kredili mevduat hesabı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.4822 sayılı Kanun'la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/e maddesinde tüketicinin, "mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi", 3 (h) bendinde tüketici işleminin "mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi" ifade edeceği, aynı yasanın ikinci maddesinde ise bu kanunun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal veya hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsayacağı belirtilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılardan A.. A..'nin davacı banka nezdinde bulunan kredili mevduat hesabından kaynaklanmakta olup, 6762 sayılı TTK'nın 4/6. maddesi uyarınca, bankalar ve ödünç para verme işleri kanunlarında tanzim olunan hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava sayılacağından, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un uygulanmasını gerektirir bir husus yoktur. Ayrıca, görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese de yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bu itibarla, davada tüketici mahkemesince karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 19/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.