MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/07/2014 tarih ve 2013/294-2014/316 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirkete 27/06/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandırıldığını, diğer davalıların genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ihtarname çekildiğini, çek bedellerinin ve çeklerin bankaya iade edilmediğini, borçluların elinde 17 adet çek yaprağı olduğunu, bankanın her bir çek yaprağı için sorumluluğu nazara alınarak toplamda 17.565,00 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla çek bedelinin faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesine, davalılardan kefalet limiti dikkate alınarak tahsiline, davadan sonra bedelin tazmini halinde tahsil tarihine kadar % 72 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5'i oranında gider vergisinin müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, çek hesabından dolayı sorumluluğun sadece davalı şirkete ait olduğunu, diğer davalıların sorumluluğuna dair bir sözleşme hükmü bulunmadığını, çek hesabına ilişkin sözleşmede davalı gerçek kişilerin imzalarının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı ... ve ... yönünden davanın esastan reddine, davalı şirket yönünden davanın kabulüne, 17.565,00 TL'sinin davalı şirketten yıllık %72 temerrüt faizi ve faizin %5'i oranında gider vergisiyle birlikte tahsili ile davacı bankanın Kütahya şubesinde faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 3/3. maddesi gereğince gayrinakdi kredi sözleşmesine dayalı çek bedellerinin depo edilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece, davalı asıl borçlu şirket hakkında açılan davanın kabulüne, davalı kefiller yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.Davalılar ... ve ... tarafından, 27.06.2013 tarihli ve 100.000,00 TL bedelli, kredi çerçeve sözleşmesi, kendi el yazıları ile tarih ve tutar yazılarak, 100.000,00 TL limit tutarları üzerinden, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olup, adı geçen davalılar tarafından sorumluluk üstlenilmiştir. Adı geçen kredi sözleşmesinin “rehin, hapis, takas ve mahsup hakkı” başlıklı 3.3.1 maddesinde “Taraflar, müşterinin banka veya şubelerinde ya da muhabirlerinde ya da başka yerlerde bulunan ve Bankanın şubelerinin veya muhabirlerinin zilyetliğinde ve/veya emrinde mevcut ve ileride mevcut olabilecek altınlar, altın depo hesapları, Türk Lirası ve/veya dövizli mevduat dahil her türlü alacakları, bloke paraları, kiralık kasa mevcudu, tahsil için verdiği her türlü senetler ve çekler, hisse senetleri, yatırım fonu katılma belgeleri, özel sektör ve devlet tahvilleri, hazine bonoları, finansman bonoları, banka tahvil ve bonoları, her nevi gelir ortaklığı senetleri, varlığa dayalı menkul kıymetler, ihracat vesaikleri, akreditif belgeleri, velhasıl her çeşit menkul kıymetler/kıymetli evraklar ve bunların kuponları ile malvarlığı değerleri ve bunların paraya çevrilmesi/ tahsili halinde elde edilecek tutarlar üzerinde bankanın bu sözleşmeden, tazmin edilmiş veya edilmemiş teminat mektupları, aval-kabul, çek taahhüt kredileri, DBS, harici garanti dahil risk veya alacakları için rehin ve hapis hakkı olduğunu ve bunların bir kısmını veya tümünü bloke etmeye veya bloke bir hesaba almaya, alacaklı ve borçlu cari hesapları arasında virman yapmak suretiyle bunları kısmen veya tamamen alacakları ile takas ve mahsup etmeye yetkisi bulunduğu hususunda mutabıktırlar.” hükmü düzenlenmiştir. Kredi sözleşmesi ekinde yer alan kefalet sözleşmesi gereğince de Türk Borçlar Kanunu'nun 582'nci maddesi uyarınca müteselsil kefaletin, doğmuş ve doğacak tüm borçları kapsayacağı, banka tarafından müşteriye açılan kredilerden dolayı kredinin açılma şekli ve nevine göre keza, sözleşmede yer alan tüm hususlardan da kefillerin, bankaya karşı kefalet limiti ve kendi temerrüdü dahilinde müteselsilen sorumlu ve yükümlü olacağı belirtilmiş; nakit borçların ödenmesi, gayrinakdi kredilere ilişkin belgelerin iadesi veya bunların bedelinin hesaba nakden bloke edilmesi istemini içerir ihtarname davalılar asıl borçlu ile müşterek müteselsil kefillere tebliğ edilmekle borç muaccel hale gelmiştir. Bu itibarla; davalı bankanın çek taahhüt kredileri dahil risk ve alacakları için rehin ve hapis hakkının bulunduğunun, bunları bloke etmeye veya bloke bir hesaba almaya yetkisinin olduğunun düzenlendiği sözleşme davalı müşterek borçlu müteselsil kefiller tarafından imzalandığına göre gayrinakdi kredi sözleşmesi uyarınca her çek yaprağı başına bankanın ödemekle sorumlu bulunduğu bedelin depo edilmesinden davalı kefillerin de yükümlü olduklarının kabulü gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/03/2015tarihinde oybirliğiyle karar verildi.