Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2931 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18180 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/09/2014 tarih ve 2013/499-2014/291 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, taraflarca kurulan davalı ...'nin %10 hissesinin davacıya %90 hissesinin ise davalı ...'a ait olduğunu, davalı ...'ın maliki bulunduğu taşınmaz ile ilgili olarak davalı şirketle diğer davalı arasında düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak inşa edilecek altı adet villadan ikisinin davalı ...'a, diğer dört adedinin mülkiyetinin de davalı şirkete ait olacağının kararlaştırıldığını, ancak şirket hakkında iflas erteleme talebinde bulunulduğunu, müdürlük görevinin kendisinden alındığını, davalı ...'ın tek yetkili müdür olduğunu, şirketin borçlandırıldığını ileri sürerek; dava konusu taşınmazların davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı müteahhit şirket adına tesciline, bu talebin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL tazminatın davalı ...'tan alınarak davalı şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının işbu davayı açmakta taraf sıfatının bulunmadığı, taraf sıfatının her zaman mahkemece kendiliğinden gözetileceği gerekçesiyle; davanın usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacının davalılar arasındaki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı bulunmamasına, limited şirket müdürünün sorumluluğu davasında davalı limited şirkete husumet düşmemesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı ve davalılardan ...’ın ortağı olduğu limited şirketin davalı ... tarafından kötü şekilde yönetilmesi sonucu şirketin ve dolayısıyla davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkin davada da davanın usulden reddine karar verilmiştir.Yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen şirket yöneticileri bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. Yönetici aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı ortaklığa aittir. Ancak, zarar gören ortakların da yöneticiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Yöneticinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Limited şirketlere uygulanacak anonim şirketlere ilişkin hükümlerin gösterildiği dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 644. maddesi gereğince, şirket yöneticilerinin sorumluluğu hakkında anonim şirketlerin bu konudaki hükümlerinin limited şirketlere de uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı, davalı yöneticinin eylemleri ile şirketin doğrudan, kendisinin ise dolaylı olarak yani şirkete verildiği iddia olunan zarardan dolayı uğradığı zararın tazminini de terditli olarak istemiştir. Limited şirket yöneticileri hakkında da geçerli olan hükümler uyarınca şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen 6102 sayılı TTK'nın 555. maddesi gereğince “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” Belirtilen hükümler uyarınca davacı ortağın dava açma hakkının bulunduğu kabul edilerek, işin esasına girilip taraf iddia ve delillerinin değerlendirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken müdürün sorumluluğuna dayalı tazminat davasının usulden reddi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.