Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2897 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 8295 - Esas Yıl 2003





Taraflar arasında görülen davada (İzmir Birinci Asiye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 28.3.2003 tarih ve 2001/1040 - 2003/213 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanaktan ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin aracının davalı tarafından kasko sigorta poliçesinin düzenlendiğini, meydana gelen kaza neticesinde oluşan hasarın poliçenin iptal edildiği gerekçesiyle davalı tarafından ödenmediğini, iptali kazadan sonra öğrendiklerini, iptalin geçerli olmadığını ileri sürerek, 11.348.000.000. TL-nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, Genel Şartların B.4.2. maddesi uyarınca poliçenin feshedildiğini, poliçe adresine yapılan tebligatın iade edildiğini, prim iadesinin de davacı tarafından kabul edilmediğini, üzerlerine düşen yükümlülüğün yerine getirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, fesih hakkının genel şartlara uygun olarak kullanılmadığı, hasarın teminat içinde kaldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 9.200.000.000TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıya ait aracın davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesinin yapıldığı ve 8.5.2001 tarihinde meydana gelen ilk rizikodan sonra davacı şirketin 6.6.2001 tarihinde poliçe genel şartları B.4.2. maddesine dayanarak sigorta sözleşmesini feshettiğine dair bildirimi davacı sigortalıya gönderdiği, ancak adres yetersizliği nedeniyle bildirimin sigortalıya ulaşmadığı ve 18.6.2001 tarihinde davaya konu rizikonun meydana gelmiş olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, poliçe genel şartları B.4.2 maddesine göre yapılan fesih bildiriminin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda bilirkişilerce benimsenen gerekçe yerinde ise de, anılan genel şartların C.6 maddesi uyarınca sigortacı tarafından yapılacak bildirimlerin sigorta ettirenin poliçede gösterilen adresine yapılması gerektiğinin düzenlenmiş olduğu, davalı sigorta şirketinin de bu hükme istinaden sigortalının bildirdiği adresine fesih bildirimini gönderdiği, ancak adresin yetersiz olması nedeniyle yerine ulaşmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sigortalı, adres bildirme yükümlülüğünü usulüne uygun bir şekilde yerine getirmemiştir. Bildirilen adrese tebligat çıkaran davalı sigorta şirketinin, genel şartları kendisine yüklediği yükümlülüğü yerine getirmiş bulunmasına ve artık bu aşamadan sonra tebliğ imkansızlığının sonuçlarını davalı sigortacıya yüklemenin doğru bulunmamasına göre poliçenin feshedilmiş olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.3.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.