MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 10/12/2012NUMARASI : 2012/117-2012/264Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/12/2012 tarih ve 2012/117-2012/264 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinin oğlu ve kardeşi olan müteveffanın 30.7.2008 tarihinde Halkalı - Sirkeci seferini yapan trende seyahat ederken uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybettiğini, olayın meydana gelmesinde davalı idarenin güvenliğin sağlanması yönündeki ihmalleri nedeniyle kusur ve sorumluğunun bulunduğunu, müvekkillerinin manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, her bir müvekkili için ayrı ayrı 50.000 TL manevi tazminatın 30.7.2008 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, husumet itirazında bulunmuş, müvekkilinin olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarının da fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların murisinin yolcu olarak bulunduğu Halkalı - Sirkeci treninde olay günü itibarıyla tren içinde güvenlik görevlisinin bulunmadığı, ayrıca kamera sisteminin de mevcut olmadığı, tren hareket halinde olmasına rağmen kapılarının açık olduğu, taşıyıcı davalının yolcu güvenliği için yeterli ve gerekli tüm önlemleri alması gerektiği, ancak belirtilen önlemlerin alınmadığı, bu nedenle davalının taşıma hizmetinin verilmesinde kusurlu olduğu, davacıların ölen kişinin annesi ve kız kardeşi olmaları sebebiyle derin acı ve elem duyacakları, bu nedenle BK' nın 47. maddesi gereğince manevi tazminat isteyebilecekleri, davacıların maddi ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun manevi tazminatın davacı anne için 30.000 TL, davacı kardeş için 15.000 TL olacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ile katılma yoluyla davacılar vekili temyiz etmiştir.1- Dava; davacıların murisinin davalı D.. M..'ne ait banliyö treninde yolculuk yaptığı sırada uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle davacıların manevi zararının tazmini istemiyle açılmış olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davacıların murisinin yolcu olarak bulunduğu trende güvenlik görevlisi ve kamera sisteminin bulunmadığı, ayrıca tren hareket halinde olmasına rağmen kapılarının açık olduğu, davalı taşıyıcının yolcu güvenliği için yeterli ve gerekli önlemleri almadığı ve bu itibarla davalının kusurlu bulunduğu gerekçesiyle, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, manevi tazminat isteminde ve mahkemece hükmedilecek manevi tazminatın takdirinde tarafların kusurlu olup olmadığı, müterafik kusurlarının bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti önemlidir. Bu itibarla, uzman bilirkişi marifetiyle olayın meydana gelmesinde ölenin ya da davalının kusuru ile müterafik kusuru bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 08/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.