Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2807 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12880 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : HATAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2013NUMARASI : 2013/94-2013/94 D.İŞHatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.05.2013 tarih ve 2013/94-2013/94 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi tespit isteyen vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Tespit isteyen vekili, müvekkili şirkete, şirket ortaklarının kendi adlarına kayıtlı taşınmazı ayni sermaye olarak katmak istediklerini, TTK 343. maddede belirtilen yöntemin herkes için en uygun ve adil yöntem olduğunu ileri sürerek, taşınmazın TTK 578. maddesi yollamasıyla 342 ve 343. maddelerine dayanarak, bilirkişi marifetiyle değerinin tespitinin mahkemece yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; tespit isteyen şirketin ana sözleşmesinden, tespit isteyen şirket ortaklarının ayni sermaye taahhüdünde bulunmadığı, nakit sermaye taahhüdünde bulunduğu, tespit talebinde hukuki yarar olmadığı, davacı şirket sermaye arttırımına gidecek ise öz sermayenin tespiti davasının açılması gerektiği, tespit talebinin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle, talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, tespit isteyen vekili temyiz etmiştir.Talep, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 578. maddesinin yollamasıyla aynı kanunun 343. maddesi gereğince şirkete sermaye olarak konulması düşünülen taşınmazın değerinin tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı olduğu şekilde talebin reddine karar verilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nun 459/son maddesi gereğince, esas sermaye sisteminde sermaye taahhüdü yoluyla artırım halinde de Yasa'nın 342 ve 343. maddelerinin uygulanması gerekmekte olup, talep eden vekili de dilekçesinde taşınmazın ayni sermaye olarak şirket sermayesine katılacağını bildirmiştir. Bu durumda sermaye artırımlarında da Türk Ticaret Kanunu'nun 343. maddesi uygulanacağından ve bu nedenle de talep eden şirketin hukuki yararı bulunduğundan, mahkemece talebin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, Yasa'nın 343. maddesinde yer alan bu talebin incelenmesinin esasa defterine kayıt suretiyle yapılması gerekirken değişik iş defterine kayıt suretiyle yapılması da doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle talep eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.