MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/06/2014 tarih ve 2013/228-2014/345 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, bir ticari ilişki sebebiyle davalılar tarafından müvekkiline verilen çekin ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.Davalılar davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davaya konu çekin keşide tarihinin 10.10.2011 olduğu, ibraz süresinin geçtiği ve kambiyo senedi vasfını yitirdiği, buna rağmen davacının TTK'nun 732. maddesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak hak iddiasında bulunabiliceği, ancak poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istemin ileri sürülemeyeceği, ayrıca bu istemin de poliçenin zaman aşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerektiği, bu sürenin 21.10.2012 tarihinde sona erdiği, davalının da davacının süresinden sonra talepte bulunduğuna dair itirazının bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, temel ilişkiye dayalı olarak çek bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir.Ancak, davacı dava dilekçesinde ve yargılama sırasında davasını sebepsiz iktisap davası olarak nitelendirmemiş, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğunu, bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunu iddia ederek delil olarak da süresinde ibraz edilmeyen çeke dayanmıştır. Bu durumda, mahkemece davanın sebepsiz iktisap davası olarak nitelendirilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, davalılardan ... tarafından zaman aşımı def'inde bulunulmadığı gibi, diğer davalı Şükrü tarafından ise işbu davaya değil, icra takibinin başlama tarihine yönelik bir itirazda bulunulmuş olup, davalıların süresi içerisinde usulüne uygun olarak ileri sürdükleri bir zaman aşımı defi de bulunmamasına rağmen mahkemece davanın zaman aşımı nedeniyle reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.