Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2763 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17566 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/04/2014 tarih ve 2011/60-2014/123 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalının aldığı bir ihaleye ilişkin olarak yapmış olduğu kazı ve yer altı işleri nedeniyle çıkardığı topraklarını nakli işini gerçekleştirdiğini, buna karşılık düzenlenen faturaların davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek 38.115 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, yapılan işler ile düzenlenen faturaların karşılaştırılması gerektiğini, uyuşmazlığın teknik bilirkişi aracılığıyla çözümlenebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının toprak nakli işini gerçekleştirdiği, davacının kendi defterlerine göre 38.115 TL alacaklı olduğu, davalının ise meşruhatlı davetiyelere rağmen defterlerini incelemeye sunmadığı, davalının hizmet verilmediği savunmasında bulunmadığı, ancak işlerin eksik yapıldığını belirttiği, ancak bu iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılmış olup davalı vekili vekaletname de ibraz ederek davalı şirket adına cevap dilekçesi vermiş, görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderildiği mahkemece, duruşma günü ve saati davalı şirket vekiline tebliğ edilmiştir. Ancak 27.01.2010 tarihli celsede dosya işlemden kaldırılmış, davacı vekilinin yenileme talebi üzerine belirlenen duruşma günü ve yenileme tensip zaptı "Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır." şeklindeki 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11'inci maddesi hükmüne rağmen davalı şirket vekili yerine davalı şirkete tebliğ edilmiştir. Bundan sonraki inceleme günü ve bilirkişi raporunun tebligatları da davalı şirkete gönderilmiştir. Anayasa'nın 36'ncı maddesine göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Davalı şirket vekili yerine davalı şirkete tebligat yapılması adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Bu itibarla, davalı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazların kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.2- Ayrıca, davalıya defter, belge ve muhasebe kayıtlarının 4 haftalık kesin süre içinde ibrazı, aksi halde bunların ibrazından kaçınılmış sayılacağı ihtarına ilişkin tebligat muhatap davalı şirket vekili gösterilmek suretiyle tebliğe gönderilmişse de tebliğ aynı adreste ikamet ettiği şerh edilen Av....ın imzasına yapılmış, davalı vekili temyiz dilekçesi ekine, tebliğin yapıldığı Av....ın tebliğ tarihinde başka adreste ve başka bir işverenin sigortalısı olarak çalıştığına ilişkin SGK dökümlerini ibraz etmiştir. Buna göre anılan tebligatın da usulüne uygun olduğundan söz edilemez. Bu nedenle, bu yöndeki temyiz itirazlarının da kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.