MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/07/2014 tarih ve 2012/66-2014/156 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili firmanın davalıya teslim ettiği içinde medikal malzeme bulunan kargonun alıcısına teslim edilmediğini, malların Kayseri'de kaybolduğunu, müvekkili firmanın davalının kusuru nedeniyle maddi zarara uğradığını ileri sürerek, teslim edilen malların bedeli olan 115.986,00 TL'nin ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, teslim edildiği iddia edilen ürünün koli içinde medikal malzeme olduğu hususunun kontrolü yapılarak tespit edilmediğini, davacının maddi çıkar sağlamak için gerçeğe aykırı fatura düzenlediğini, alıcı firmanın belirtilen adreste bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, alıcı firmanın bildirilen adresinde faaliyette bulunmadığı, ayrıca davacı şirketin Kayseri'de faaliyet merkezi olmadığı gibi, Ankara adresinde de faaliyetinin bulunmadığı, davacının davalı kargo şirketine teslim ettiği iddia edilen malları ihtiva eden faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ancak faturaların kayıtlı olduğu 2011 yılına ait ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmamış olması sebebi ile davacı lehine delil sayılamayacağı, davacının faturaya konu ürünleri davalı taşıyıcı kargo şirketine gerçekten teslim ettiğine ilişkin yeterli ve inandırıcı kanaat oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma için davalıya teslim edilen kargonun alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.6762 sayılı TTK'nın 781. maddesi gereğince taşıyıcı eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderinin teslim olunduğu tarihe kadar geçen müddet içinde uğradığı ziya ve hasarlardan mesuldür. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise taşıyıcının hangi hallerde mesuliyetten kurtulacağı hususu düzenlenmiştir. Somut olayda davacı taşınacak koliyi 23.12.2011 tarihinde davalı taşıyana teslim ettiğini, taşıyanın antetli kağıdının basılı olduğu ambar tesellüm fişinin düzenlenerek kendisine verildiğini ancak teslim edilen kargonun alıcısına ulaşmadığı gibi kendisine de iade edilmediğini iddia etmiştir. Davalı da kargonun kendisi tarafından alınmadığına dair bir savunmada bulunmamış, teslim edilen koli içinde medikal malzeme olduğu hususunun kontrolü yapılarak tespit edilmediğini, davacının maddi çıkar sağlamak için gerçeğe aykırı fatura düzenlediğini, alıcı firmanın belirtilen adreste bulunmadığını savunmuş, fakat buna dair herhangi bir delil ibraz etmemiştir. Alıcının gösterilen adreste bulunmaması tek başına taşıyıcıyı sorumluluktan kurtaran ve yukarıda anılan TTK'nın 781/2. maddesindeki hallerden değildir. Bu durumda, mahkemece bu hususlar gözetilerek davacının zararının 6762 sayılı TTK'nın 785. maddesi de dikkate alınmak suretiyle tespit edilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde yetersiz gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.