MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/10/2012 gün ve 2011/325-2012/442 sayılı kararı onayan Daire’nin 20/05/2014 gün ve 2013/2802-2014/9336 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ... arasında düzenlenen 28/01/2005 tarihli acentelik sözleşmesi ile davacının davalı sigorta şirketinin prim tahsiline yetkili acentesi olarak faaliyet göstermeye başladığını, davalı sigorta şirketinin hisse devri ile el değiştirmesinden sonra acente ile arasında şirket sigorta politikası ve çalışma koşulları konusunda ihtilaflar yaşandığını ve acentelik sözleşmesinin 02/08/2011 tarihi itibarıyla davalı şirket tarafından feshedildiğini, davalılar ... (davalı sigorta şirketi ....) ve ... (davalı sigorta şirketi ....) tarafından müvekkili acentenin müşterilerine (sigorta poliçe primlerinin tahsile yetkili davacı acenteye ödenmiş olmasına ve sigorta ettirenlerin bir kısmının sigorta poliçe sürelerinin ihbar mektup tarihinden çok önce iptal edilmiş durumda olmasına karşın) sigorta prim borçlarının ödenmediğinden bahisle mektuplar gönderilerek tahsilat makbuzlarının ibrazının istendiğini, aksi halde sigorta poliçelerinin iptal edileceğinin sigorta ettiren üçüncü kişilere ihbar edildiğini, sigorta ettirenlere gönderilen mektuplarda yazılan yazıların haksız rekabet ve haksız fiil oluşturduğunu, yazılan mektuplar ile davacı acentenin geçersiz poliçeler düzenlediği, tahsil edilen primleri sigortacıya olaydan sonra aktarmayarak güveni kötüye kullandığı, tahsil ettiği primleri zimmetinde tuttuğu, sigorta ettirenlerin mal varlıklarını sigorta güvencesinden yoksun bıraktığı izlenimi oluşturulduğunu, müvekkilinin bu mektuplar nedeni ile tüketiciler nezdinde ticari itibar kaybına uğradığını ileri sürerek davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, önlenmesi ve men'i ile 100.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizin 2013/2802 E, 2014/9336 K sayılı ilamıyla onanmıştır.Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 27/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.