MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/05/2014 tarih ve 2013/97-2014/156 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; davalı ... tarafından keşide edilerek dava dışı/lehtar ...'e verilen çekin ... tarafından da müvekkiline ciro edildiğini, dava konusu çekin 10 günlük ibraz süresinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını kaybetmiş olduğunu, bu nedenle davalının çek bedelinden dolayı çekin hamili olan müvekkili aleyhine zenginleştiğini ileri sürerek çek bedeli olan 7.000,00 TL'nin 27/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; çek bedelinin ...'e elden ödendiğini, ödemenin yapıldığı anda çek yanında olmadığından çeki getirmesi kaydıyla ödemenin yapıldığını, ...'in haksız olarak çeki teslim etmeyerek ciro ettiğini dolayısıyla haksız zenginleşme iddiasının geçerli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin incelenen ticari defterlerine göre, ticari olmayan bir ilişki kapsamında ve dava konusu edilen 17/03/2012 keşide tarihli 7.000,00 TL bedelli çek de dahil olmak üzere dava dışı ...'e toplam 278.972,32 TL ödeme yaptığının tesbit edildiği, ayrıca ...'in mahkeme huzurunda çek bedelini elden teslim aldığını beyan ettiği, davalı keşidecinin çek bedelini aralarında temel ilişki bulunan kişiye ödediğini kanıtladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, (6762 sayılı TTK 644. maddesi) 6102 sayılı TTK'nın 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, dosyaya davalı tarafından sunulan “çek bedelinin lehtara elden ödendiği” beyanını içerir yazılı imzalı belge ve ticari defter kayıtları esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, birbirini takip eden ve kopukluk bulunmayan muntazam ciro silsilesine göre, davacı çekin yetkili hamili olup, çekin halen davacının elinde bulunması çek bedelinin ödenmediğine karine teşkil eder. Bu karinenin aksi, yani ödemenin varlığı, ancak ciranta ile hamil veya keşideci ile hamil arasında düzenlenmiş yazılı bir belgeyle ispat edilebilir. Keşideci/davalı ... ile lehtar/ciranta ... arasında düzenlenen belge, davacıyı bağlamaz ve davacı aleyhine sonuç doğuramaz. Bu durumda dosya kapsamına göre, davacının çekin meşru hamili olduğu, çek bedelinin ödendiği savunmasının ispat edilemediği ve keşidecinin davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği gözetilerek davanın kabulü gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.