MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/03/2014 tarih ve 2011/54-2014/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin "..." markası altında bayan pardösü üreticisi olarak faaliyet gösterdiğini, pardösü tasarımına ilişkin 2009/1724 nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin bulunduğunu, davalı tarafın ise anılan tasarıma konu ürünü taklit ederek piyasaya ürün sunduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkilinin satışlarında önemli ölçüde azalma meydana geldiğini, davalıların eylemlerinin tescilli tasarıma tecavüz teşkil ettiği gibi haksız rekabette oluşturduğunu ileri sürerek, tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tesbitine, durdurulmasına, önlenmesine, 5.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 5.514 TL'ye yükseltmiştir.Davalılar vekili, müvekkili gerçek kişilere şirketin eylemi nedeniyle husumet yöneltilemeyeceğini, davaya konu ürünler arasında benzerlik olmadığını, müvekkili şirketin işyerinde davaya konu üründen sadece 1 adet bulunduğunu ve müvekkili şirketin bu ürünün seri olarak üretimini yapmadığını, sadece 1 adet numune amaçlı üretilmiş üründen dolayı davacının zarara uğramasının söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davalı gerçek kişiler yönünden husumet itirazında bulunulmuş ise de anılan davalıların diğer davalı şirketin müdürleri oldukları ve bu nedenle şirketin eylemlerinden şahsen sorumlu bulundukları gözetildiğinde husumet itirazının yerinde olmadığı, davalı tarafın işyerinde tespit edilen ürünün, davacının tescilli tasarımına belirgin şekilde benzediği, dolayısıyla davalıların eylemlerinin davacının tasarımdan doğan haklarına tecavüz oluşturduğu, bu eylemlerin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği, davaya konu eylemler nedeniyle davacının uğradığı zararın bilirkişi marifetiyle belirlendiği ve davalıların bu zarardan sorumlu bulundukları, ayrıca manevi tazminat koşullarının da oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin üretip piyasaya sunduğu ürünlerin, davacının tescilli tasarımına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, bu eylemlerin menine ve ref'ine, 5.514 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava, davacı adına tescilli tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminatın tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunun sonuç kısmında davacı adına tescilli tasarım ile davalı tarafın iş yerinde bulunan ürünler arasında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunduğu bildirilmiş, rapor içeriğinde ise ürünlerin farklı yönlerinin de olduğu, kol, cep, toka süslemeleri ile yakanın beden üzerinde yerleşme biçiminin farklılıkları oluşturduğu açıklanmış, böylece de raporun sonuç kısmı ile içeriği arasında çelişkiye yol açılmıştır. Öte yandan, davalılar vekilince ürünlerin benzerliği ve seçenek özgürlüğünün kısıtlı bulunduğu yönünden bilirkişi raporuna karşı yapılan ciddi itirazlar da karşılanmamıştır. Bu durumda, mahkemece yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, davacı adına tescilli tasarım ile davalının iş yerinde ele geçirilen ürün arasında benzerlik bulunup bulunmadığı, davalılar vekilinin seçenek özgürlüğünün kısıtlı olduğu ve ürünlerin benzemediği yönündeki savunmalarının da gözetilmesi suretiyle, tespiti suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.