Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2675 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11352 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : GEYVE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/02/2013NUMARASI : 2010/180-2013/44Taraflar arasında görülen davada Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/02/2013 tarih ve 2010/180-2013/44 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı S.. S.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı kurumlar tarafından izin talep edilen 17.770 m2'lik K. enerji nakil hattı ile ilgili olarak yıllık arazi kullanma bedelinin 2001-2009 yılları arasında eksik ödendiğinin tespit edildiğini ileri sürerek, eksik ödenen arazi tahsis bedeli ve % 18 KDV ile birlikte toplam 69.702,33 TL'nın ödenmeleri gereken tarihten tahsil tarihine kadar 6183 sayılı Yasa'ya göre işleyecek gecikme zammı ve gecikme zammı KDV ile birlikte ve dava konusu edilen yıllar arasında eksik ödenen arazi tahsis bedellerinin gecikmeli olarak yatırılmasından dolayı tahakkuk eden 1.720,50 TL gecikme zammı ve KDV toplamının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar S.. S.. ve T.. T.. vekilleri, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu uyuşmazlığı düzenleyen 08/08/1970 tarihli, lehtarı ETİBANK Genel Müdürlüğü olan 99 yıllığına imzalanan taahhüt senedi ile her 5 yılda bir, geçmiş 5 yıl zarfında taşınmaz kira bedellerindeki artışlar esas alınarak tespit olunacak yıllık arazi kullanma bedeli ve hesap fiyatlarındaki artışlar esas alınarak hesap edilecek yıllık tecessüm bedelinin her takvim yılının 1. ayı içinde orman idaresi veznesine ödeneceğinin düzenlendiği, davalı T.. T.. ve Orman Genel Müdürlüğü arasında imzalanan 2002 tarihli protokol ile taraflar arasındaki sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla evveliyatından beri verilen izinlerin taahhütnamelerinde yer alan bedel artış sistemleri, ödenmeyen gecikme zamları ve izinsiz tesis edilen hatlar ile ilgili düzenlemelerin konu edildiği, davalı S.. S..'ın ödemediği ve eksik ödediği arazi tahsis bedelinin KDV dahil tutarı yönünden alacağın varlığının kabul edildiği ancak 2002 yılı arazi tahsis bedeli tutarı bilirkişi raporundan farklı olarak sehven dava dilekçesindeki tutar olarak hükme aktarılarak bu şekilde ıslah edilen miktardan dahi fazlaya hükmedildiği ve 2001 yılı yönünden sehven hüküm kurulmadığı, vekalet ücretinin de hükümde yer alan bedeller üzerinden hesaplandığı gerekçesiyle, davalı T.. T.. aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine, davalı S.. S.. aleyhine açılan davanın kabulü ile 2002-2009 yılları arasında eksik ödenen arazi kullanım bedeli olan toplam 81.043 TL idare alacağının dava ve ıslah tarihinden itibaren gecikme zammı ve gecikme zammının KDV ile birlikte davalı S.. S..'tan tahsiline, dava konusu edilen 2001-2009 yılları arası geç ödenen arazi tahsis bedelleri gecikme zammı ve KDV tutarı 668,15 TL'nın dava tarihinden itibaren davalı S.. S..'tan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ile davalı S.. S.. vekili temyiz etmiştir.1- Dava, arazi kullanım bedelinin eksik ve gecikmeli ödenmesi nedeniyle açılan alacak davasıdır. Davacı taraf, dava dilekçesinde 2001-2009 yılları arasında eksik ödenen arazi tahsis bedelinin ve ödeme yapılan kısmın gecikmeli ödenmesi nedeniyle gecikme zammının 6183 Sayılı Yasa'ya göre işleyecek gecikme zammı ve KDV ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece kurulan hükmün gerekçesinde, dava konusu 2002 yılı arazi tahsis bedeli tutarının bilirkişi raporundan farklı olarak sehven dava dilekçesindeki tutar olarak hükme aktarılarak bu şekilde ıslah edilen miktardan dahi fazlaya hükmedildiği ve 2001 yılı yönünden sehven hüküm kurulmadığı, vekalet ücretinin de hükümde yer alan bedeller üzerinden hesaplandığı belirtilmek suretiyle kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. HUMK'nın 388/son (Yeni HMK m.297) fıkrası hükmü uyarınca, kararın hüküm sonucu kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Kararın hüküm fırkası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, aralarında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkemece anılan yasa hükmüne aykırı olarak, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekili ile davalı S.. S.. vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı S.. S.. vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.