Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2633 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12383 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İZMİR 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 02/04/2013NUMARASI : 2012/46-2013/87Taraflar arasında görülen davada İzmir 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/04/2013 tarih ve 2012/46-2013/87 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı N.. M.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl ve birleşen davada, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, 14.12.2006 tarihinde şirket müdürlüğüne münferit imza ile A.. Ö.. ve M. D.'nin getirildiğini, davalı A.. Ö..'ün 02.02.2009 ve 09.02.2009 tarihli sözleşmeler ile şirketin işletme hakkını tek imza ile devrettiğini, yapılan devir işlemlerinin geçersiz ve yok hükmünde olduğunu, davalı Nuran'ın ortaklıktan kaynaklanan yasal haklarını kullanmalarına imkan tanımadığını ileri sürerek, devir sözleşmelerinin geçersizliğinin tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı N.. M.. vekili, davacı ile aralarında devir sözleşmesi bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, sonradan yapılan işlemlerin sözleşmeye icazet verildiğini gösterdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı A.. Ö..'ün sözleşmeleri tek başına imzaladığı, bu tarihlerde temsil yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, sözleşmelerin geçersizliğinin tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı N.. M.. vekili temyiz etmiştir. Dava, işletme devir sözleşmelerinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davalı şirket müdürü A.. Ö..'ün sözleşmeleri tek başına imzaladığı, bu tarihlerde tek başına temsil yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, sözleşmelerin geçersizliğinin tespitine karar verilmiştir. Oysa, davalı taraf şirketin üç ortaktan oluştuğunu, davalı A.. Ö..'ün şirket dışından müdür olarak atandığını, işletme devri sonrası içinde davacının da imzasının bulunduğu 26.03.2009 tarihli ortaklar kurulunda işyerinin kapatılmasına karar verildiğini, 07.04.2009 tarihinde davalı şirket müdürleri A.. Ö.. ve M. D.'nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na verdikleri yazıda işletmenin devredildiğini belirttiklerini, bu işlemlerin yapılan devre icazet anlamına geldiğini savunmuştur. Bu itibarla, mahkemece her ne kadar devir sözleşmelerinin yapıldığı tarihte şirket devrine ilişkin olarak ortaklar kurulu kararı yoksada, şirket ortaklarının sonradan işletme devrini benimseyen ve yapılan işleme icazet veren eylemlerde bulundukları nazara alınarak, davanın reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı N.. M.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı N.. M..'ya iadesine, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.