ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/11/2013 tarih ve 2012/9-2013/404 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/02/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinin 18.08.2007 tarihinde davalı şirkete ait uçakla Kıbrıs-İstanbul arasında yolculuk yaparken, uçağın iki hava korsanı tarafından kaçırıldığını, korsanların uçağı Antalya Hava Limanı'na indirdiklerini, inişten hemen sonra pilotların motoru durdurarak pilot kabini camlarını açarak yolculardan önce uçağı terk ettiklerini, yolcu kabininin uzun süre oksijensiz kalması ve aşırı sıcak nedeniyle yolcuların dehşet ve paniğe kapıldıklarını, bazı yolcuların acil çıkış kapılarını açmaları üzerine, aşağıya atlamak suretiyle canlarını kurtarmaya çalıştıklarını, tüm bunlar meydana gelirken uçuş ekibinin yolcuların güvenliğini almaya yönelik herhangi bir gayret göstermediklerini, uçağın arka kısmında oturan müvekkillerinden ..’in kurtulmak amacıyla arka kapıdan atlaması üzerine sol kalça kemiğinin kırıldığını, halen fizik tedavisinin sürmekte olduğunu, diğer müvekkili ...’in ise yaralanmamakla beraber olaydan psikolojik olarak etkilendiğini ileri sürerek ... için 20.000,00 YTL maddi, 300.000,00 YTL manevi, ... için ise 65.000,00 YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, terör olayı nedeniyle müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacıların ağır kusurlu olduğunu, bir kısım yolcularla birlikte kendileri karar vererek arka kapıdan atladıklarını, oysaki teröristlerin yolcuları peyder pey bıraktığını, uçak kaçırma nedeniyle kimsenin zarar görmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre uçağın hava korsanları tarafından kaçırıldığı, pilotlar tarafından yakıt yetmeyeceği söylenerek güvenli bir şekilde Antalya Hava Limanı'na indirildiği, inişten sonra pilotların kabin camlarını açarak uçağı terk ettikleri, uçak içerisinde hava korsanları ile birlikte yolcuların ve kabin görevlilerinin kaldığı, olaya emniyet güçlerince müdahale edildiği, yerdeki müdahale sırasında uçağın havasız ve oksijensiz kaldığı, bir kısım yolcuların panikle acil çıkış kapısını açarak yere atladıkları, davacı ...'in de bu şekilde yaralandığı anlaşılmış ise de, her iki bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, uçağı güvenli bir şekilde yere indirildiği, pilotların da korsanlar tekrar uçağı kaçırmasını engellemek amacıyla uçağı terk ettiği, olayın tamamen terör olayı olduğu, iniş, kalkış ya da uçuş sırasında herhangi bir sorun bulunmadığı, havaalanında emniyet güçleri tarafından gerekli müdahalenin yapıldığı, acil çıkış kapısından atlayarak yaralanan yolcuların ise tamamen panik ve telaş ile kendi iradeleri ile atlayıp yaralandıkları, davalının herhangi bir kusur ya da sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu olayda, merkezi Türkiye’de bulunan davalı taşıyıcının KKTC vatandaşı olan davalıları Lefkoşe’den İstanbul’a ardında tekrar Lefkoşa’ya hava yolu ile taşımayı taahhüt ettiği, uçak Lefkoşe’den havalandıktan sonra iki hava korsanı tarafından kaçırıldığı, pilotlar tarafından yakıtın yetmeyeceği söylenerek, Antalya havaalanına uçak indirildiği, pilotlar iniştin sonra kabin camlarını açarak uçağı terk ettikleri, uçakta kabin memurları ve yolcuların kaldığı, yerden emniyet güçlerinin müdahale çalışmaları sırasında uçağın havasız ve oksijensiz kaldığı, bir kısım yolcuların panikle acil çıkış kapısını açarak yere atladıkları, davacılardan ...’in bu şekilde yaralandığı anlaşılmıştır. Taşıyıcı hem TTK hükümleri hemde Varşova Konvansiyonu kuralları uyarınca, yolcuları gidecekleri yere sağ ve sağlim olarak ulaştırmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için taşıyıcının tedbirli bir taşıyıcıdan beklenen tüm özeni göstererek uçağın uçuşa elverişliliğini sağlaması ve bunu devamlı kontrol altında tutması, ayrıca yolcuların uçuş sırasında herhangi bir zarara maruz kalmaması için gereken tüm güvenlik önlemlerini alması gerekir. Sağ ve sağlim götürme borcunun biniş ve iniş süreçleri de dahil olmak üzere yolcunun uçakta bulunduğu süre içinde mevcut bulunduğu kabul edilmektedir. Yolcunun hava limanındaki binadan uçağa binmek üzere ayrılması anında biniş süreci başlar; taşıma sözleşmesinin tam ve gereği gibi ifa edildiğinin kabulüne elverişli bir şekilde, yolcunun tamamen kendi serbest iradesi ile hareket edebileceği bir noktaya ulaşması ile iniş işlemleri tamamlanır. Bu süre içinde taşıyıcı sorumluluk altında olduğu gibi yolcu da aynı süreçte taşıyıcının talimatlarına uymakla yükümlüdür. Taşıyıcı mücbir sebep olarak kabul edilen olaylar hariç olmak üzere her türlü olaydan ve zarardan sorumludur. Bu itibarla mahkemece, içerisinde pilot bilirkişisinin de bulunduğu hava taşıma konusunda uzman bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile öncelikle pilotların olay nedeniyle uçağı terk edip, uçağın elektriklerini kesmelerinin mümkün olup olmadığı, pilotların uçağı terk etmesi mümkün ise uçağı ne şekilde bırakmaları gerektiği ve yolcuların uçağın arka kapısından atladıkları göz önüne alınarak uçağın tahliye kızaklarının hangi hallerde açılacağının sorularak, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 26/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.