Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2613 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 423 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : EREĞLİ (KONYA) 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/02/2013NUMARASI : 2012/28-2013/113Taraflar arasında görülen davada Ereğli (Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2013 tarih ve 2012/28-2013/113 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalılardan K.. G..'nin, K. Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nin sahibi, diğer davalının ise müdürü olup, davalı Kübra'nın resmi olarak sahibi bulunduğu rehabilitasyon merkezini, eş olan davalıların müştereken çalıştırdıklarını, müvekkili şirketin müdürünün anılan rehabilitasyon merkezinin müvekkili şirkete 65.000 TL bedelle devri için davalılarla şifahen anlaştığını, anılan miktarın 29.000 TL'sinin 2011 yılı Haziran ayında davalılara sözleşmenin kuruluşu aşamasında elden verildiğini, kalan miktarın ise noterden yapılacak devir sözleşmesi ve demirbaşlar ile binanın müvekkiline teslimatı sırasında ödenmesine karar verildiğini, davalıların işletmenin noterden demirbaşları ile devri sözleşmesini ifaya yanaşmadıklarını, binayı da müvekkili şirkete teslim etmediklerini, bunun üzerine davalılara sözleşmenin feshi ve 29.750,00 TL paranın iadesi yönünde fesih bildirimi gönderildiğini ileri sürerek, davalılara verilen 29.750,00 TL'nin temerrüt tarihi olan 10.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı K.. G.., husumet itirazında bulunmuş, işletmenin devri ile ilgili görüşmelerin dava dışı H. Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi kurucu yetkilisi olan Hayrettin Başer ile yapıldığını ve sözleşmenin kurulacağı hususunda taraflarına 500,00 TL kaparo verildiğini, verilen kaparo ile güven sağlayan davacıya kurum hakkında verilen bilgilerin davacı tarafından kötüniyetli olarak kullanılıp, öğrenci kaybına ve zarara sebebiyet verildiğini, davacıya borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı M.. G.., husumet itirazında bulunmuş ve taraflarına 500,00 TL kaparo verildiğini, davacı tarafa verilen bilgilerin kötüniyetli olarak kullanılıp, zarara sebebiyet verildiğini, davacıya borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı Mehmet'in, dava konusu rehabilitasyon merkezinde işletmeci ve müdür sıfatı olmadığından pasif husumet sıfatının bulunmadığı, davalı Kübra yönünden ise, ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davalının sadece 500 TL cezai şart niteliğinde paranın alındığını kabul edip, geri kalan miktarı aldığı hususunu reddettiği, tarafların ticari defterlerinde davaya konu olayla ilgili olarak herhangi bir protokol, ödeme karşılığı makbuz, fatura ve defter kaydının bulunmadığı, bu nedenle davacının davasını ispat edemediği, ayrıca davalı Kübra tarafından alındığı ikrar edilen 500 TL'nin cezai şart niteliği taşıdığı ve taraflar arasında sözleşme kurulamadığından cezai şart niteliğindeki 500 TL kaporanın davacı tarafa iade edilmesinin gerekmediği gerekçesiyle, davanın davalı Mehmet yönünden husumet yokluğu, davalı Kübra yönünden ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacı, taraflar arasında yapılan sözleşmenin kurulma aşamasında davalılara 29.000 TL verdiğini, davalılar ise yalnız 500 TL kapora aldıklarını savunmuşlardır. Davacının, davalıların kabulünde olarak 500 TL davacıdan aldıklarına ilişkin beyanları dışındaki miktara yönelik iddiası sabit olmamıştır. Ancak, 500 TL bakımından davalıların beyanları, davacının davalılara 500 TL pey akçesi verdiği anlamında olup, 818 sayılı BK'nın 156. maddesi uyarınca pey akçesinin sözleşmenin kurulmaması halinde iadesi gerekir. Ayrıca, ifanın pey akçesi verenin kusuru nedeniyle mümkün olmaması halinde de pey akçesinin iadesi gerekir ise de, pey akçesi alanın bu halde borcun ifa edilmemesi nedeniyle tazminat hakkı olup, bu tazminat hakkına ilişkin olan pey akçesi kısmını alıkoyabilir. Davalı taraf, bu nedenle pey akçesini iade yükümlülüklerinin olmadığını da savunmuştur. Bu itibarla, mahkemece davanın pey akçesine ilişkin kısmının 818 sayılı BK'nın 156. maddesi ile bu kanunu yürürlükten kaldıran 6098 sayılı TBK'nın 177. maddesi kapsamında yukarıda belirtildiği şekilde değerlendirilip, delillerin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu miktara ilişkin talebin yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.