MAHKEMESİ : .... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/07/2015NUMARASI : 2015/12-2015/12 D.İŞ.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07.07.2015 tarih ve 2015/12-2015/12 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati haciz talep eden vekili, asıl borçlu .... ....'e müvekkili tarafından genel tarımsal kredi kullandırıldığını, karşı tarafın da sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredinin ödenmemesi üzerine borçlulara kat ihtarı gönderildiğini ancak, buna rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek, müvekkilinin alacağını teminen, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtayeten haczini talep etmiştir.Mahkemece iddia ve dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, talep eden tarafça sunulan kredi sözleşmesi eklerinden kredi borcunun ipotekle güvence altına alındığının anlaşıldığı, rehinle temin edilen alacak için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden İİK'nın 257. maddesi koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, ihtiyati haciz talep eden vekili temyiz etmiştir.Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile talebin reddine karar verilmiştir. Ancak, İİK'nın 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı Yasa'nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflası tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak, rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir. Kefillerin sorumluluğu BK'nın 586/1. maddesinde hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemeye göre kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Somut olayda, istem dilekçesine ekli belgelerden de anlaşılacağı üzere, alacaklı banka ile asıl borçlu .... .... arasında imzalanmış bulunan ve aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin de müşterek borçlu ve müteselsil kefili bulunduğu kredi sözleşmesi çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için borçlulara hesap kat ihtarı gönderilmiştir. Bu itibarla, asıl borçluya yönelik bir istem olmaması ve dosyaya ibraz edilen kredi sözleşmesinden kefil .... ....'in taşınmazının ipotek verildiğinin anlaşılması karşısında, mahkemece resmi ipotek senedi ve akit tablosu getirilerek, ipoteğin asıl borçlunun borcunun temini için mi yoksa karşı taraf kefilin kefaleti için mi verildiğinin tespiti ile ipoteğin asıl borçlunun borcunu teminen tesis edildiğinin anlaşılması halinde müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği hususu nazara alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) yararına BOZULMASINA, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.