Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2582 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17483 - Esas Yıl 2014





ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/06/2014 tarih ve 2013/201-2014/137 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin davadışı ...'dan 28/01/2012 tarihinde Pakistan menşeli 9.65 m2 ithal yün halı satın aldığını, bedelini 29/08/2012 tarihli fatura karşılığı 5.211,00 TL olarak ödediğini, bu halının 28/08/2012 tarihinde davalı şirketin Gedikpaşa/İstanbul Şubesi'nden İzmir/Lozan Şubesi'ne iletilmek üzere kargoya verildiğini ancak varış yeri olan İzmir Şubesi'nde halının balyasında sökük ve yırtıklar olduğunun, ürünün kullanılamaz hale geldiğinin anlaşıldığını ve tutanak tutulduğunu, zararın giderilmesi talep edildiği halde davalı kargo şirketince bu talebin reddolunduğunu, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek 5.211,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; yetki itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak taşımanın gerçekleştirilerek kargonun alıcı şirkete ulaştırıldığını, halıların içinde bulunduğu çuvalda yırtıklar görüldüğünden çuvalın açılarak içindeki eşyaların kontrol edildiğini, üç parça halının çıktığını, sağlam olan iki adet halının teslim alındığını ancak bir adet halının kabul edilmediğini, bu halının müvekkili şirkette bekletildiğini, tamamen hasarlı olmadığını, bütünlüğünü koruduğunu, ambalaj sorumluluğunun gönderici tarafta olduğunu, gönderinin sadece ince bir çuval içerisine koyularak taşınmak üzere verildiğini, bunun son derece yetersiz olduğunu, yetersiz ambalajdan dolayı müvekkilinin mesul olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; nakliye sırasında taşımaya konu halıların rulo halinde taşınması gerekirken katlanarak taşındığı ve taşıma esnasında büyük halının zarar gördüğü, halıda yırtık-delik ve yıpranmalar olduğu, taşıma işleminden dolayı her türlü sorumluluğun taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalı şirkete ait olduğu, gerekli önlemleri almayan, taşıma şartlarına uymayan davalı taşıyıcının meydana gelen zarardan sorumlu olacağı, sorumluluğun Türk Ticaret Kanunu'nun 880 ve devam eden maddelerine göre hesaplandığı ve üst sınırdan sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2.052,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası'nın kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranları üzerinden hesaplanacak faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı vekilinin manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.Karar, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, davalı taşıyıcı tarafından taşınan emtiada meydana gelen hasarın tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu uyarınca, davalıya ambalajı içerisinde teslim edilen toplam 90 kg. ağırlığındaki üç adet halıdan takriben 70 kg. ağırlığındaki bir büyük halının taşıma sırasında hasarlandığı, davacı tarafından rulo halinde teslim edilen halıların davalı taşıyıcı tarafından katlanarak taşınmasının hasarın oluşumunda başlıca etken olduğu, ambalaj yetersizliğine ilişen savunmanın yerinde olmadığı, bu nedenle taşıyıcının hasardan tümüyle sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının ödemesi gereken tazminat miktarının, taşıma tarihi gözetildiğinde, 6102 sayılı TTK'nın 880 ve 882. maddelerine göre belirlenmesi gerekir. Nitekim, bilirkişi raporunda, hasarlı halının tamir ve temizlenmesi için 900 TL harcanması gerektiği, tamirata rağmen halının değerinden yitireceği ve bunun da 1.042 TL'ye tekabül ettiği, halıdaki hasarın toplam 1.942 TL tutarında olmakla birlikte hasarlı halının brüt ağırlığı üzerinden yapılan hesaplama sonucu davalı taşıyıcının sorumluluğunun 1.596 TL ile sınırlı olduğu açıklanmıştır. Mahkemece mezkur rapor benimsenmiş ise de, gerekçesi de açıklanmaksızın, halıların tümü hasara uğramış kabul edilerek TTK'nın 882/2. maddesine aykırı olacak şekilde, üç adet halının toplam ağırlığı nazara alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının davalı lehine bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlrının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.